Son dönemde yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve bunun yanında yanlış politikalar yüzünden Türkiye’nin mali yapısını derinden sarsmakta ve bu durum, vatandaşların günlük yaşamını olumsuz etkilemektedir. 

İnsanların gelecek kaygıları giderek artmakta, gün be gün halk fakirleşmektedir. Bunun sorumluları ise padişahlar gibi yaşamakta, yedi sülalelerini kurtarmış bulunmaktadırlar. 

Yaratıkları bu kötü yönetim sayesinde her bir şeyin canına okumuş oldular. İnsanlar karınlarını doyuramaz hale geldi. Türkiye’de insanlar çöplerden yiyecek bulmaya çalışıyorlar. 

Emekliler deseniz, onlarda aç ve sefillik içerisinde bırakılmıştırlar. Rejim sayesinde insanlar bugün perişan, aç, ve adaletsiz bir yönetime mahkum olmuşlardır. Hal böyle olunca buraya para musluğunu da kapatmış oluyor TC yönetimi. Gerçi bu para musluğunu hükümet edenler her zaman olduğu gibi kendi çıkarlarına, kendi bir takım menfaatlerin kullanmış oldular. 

Ekonomik yardımlar yapılırken, toplumun cebine bir şeylerin geçmediğini görüyoruz. Yani halk her zaman fakirleşmekte, her zamanda ezilmektedir. Belli kesim hariç toplum tamamıyla iflas bayrağını çekmiştir yaratıkları adaletsizlikler yüzünden! Sermaye hep desteklendi, hep korundu. 

Kalkınma fonları hep sermaye babalarına aktarılmış oldu. Küçük esnafa, hayvancıya, üreticiye bunlar sağlanmadı. 

Sermayeye Kalkınma bankasından verdikleri borçlar dahi ödenmezken; fakir fukara halkın sırtına hep binmiş oldular. 

Zamlarla insanların belini hep bükmeye devam ediyorlar.

Türkiye’den gelen mali desteklerin azalması ve yalnızca asker maaşlarının düzenli olarak ödenmesi, ekonomik görünümü daha da karartmış oldu. Hükümetin, gelirleri artırma çabalarının yetersiz kalması neticesinde yeni vergi uygulamalarıyla vatandaşların cebine el atacak olması, ekonomik çöküşün derinleştiğini gözler önüne sermektedir. 

Güneydeki kişi başı milli gelirin 35,700 Euro olması, Kuzey’deki 14,700 Euro ile kıyaslandığında, çok çarpıcı bir fark ortaya çıkıyor. Bu durum, Ankara'nın izlediği politikaların, Türk Lirası üzerindeki olumsuz etkilerini net bir şekilde göstermektedir. 

Hükümetin mali disiplin ve ekonomik büyüme konusundaki yetersiz davranışları, yoksulluk seviyesinin artmasına neden olmaktadır. 

UBP-DP-YDP Hükmeti tarafından hazırlanan bütçe, “tarihi açık” söylemiyle tarihe geçecek gibi görünüyor. Bu durum, devlet bütçesinin sürdürülebilir olmayacağını gösterecektir. 

Bütçe yaratmak için her bir şeye yapacakları zamlarla karşı karşıya bırakılmış olacağız. Bu da daha fazla Ekonomik sıkıntıları yaratmış olacaktır. Yine bunun yanında yeni vergilerin devreye girmesi, halkın alım gücünü daha da düşürecek ve sosyal huzursuzlukları daha da yaratmış olacaktır. 

Vergi yükü, zaten zor durumda olan vatandaşların yükünü daha da ağırlaştıracak ve ekonomik çöküşü bir o kadar daha derinleştirecektir.