25 Kasım sonrası bu yazımı yazmak içi bir ay bekledim beklememin nedeni 25 Kasım sonrası ortaya çıkan tablo ile ilgili gerekli değerlendirmeleri toplamaktı.

Sadece bir taraf çıkan sonucu çok önemli bir sonuç gibi algılamamıza yönelik yayınlar ve buluşmalar düzenlemiştir.

Hiçbir parti bu çıkan sonucun olumlu veya olumsuz  olduğunu net olarak vurgulayan ifadeler kullanmamıştır..

Tabi Kıbrıs da barışı hiçbir zaman arzu etmeyen partiler her zamanki gibi davranmaya yorumsuz olarak devam etmişlerdir,

Sonucu olumlu olarak lanse eden Akıncı ve diğer partilerin gündemi hep Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik söylem ve icraatlar olmuştur.

Ben 25 Kasım toplantısından hangi sonucu beklediğimi facebook sayfamda paylaşmıştım. Beklediğim sonuç BM özel temsilcisi Lute’nin çok uzun bir süredir üzerinde çalıştığı ‘’Mutabakat belgesi’’nin taraflarca imzalanması olacaktı.

Maalesef bu olmadı sadece BM Genel Sekreterinin bir durum değerlendirmesi çikti. Tek farklı ilave Crans Montana’da ortaya konan belgenin olup olmadığı tartışmalarına noktayı koyarak bu belgenin varlığını resmileştirmiş olması olmuştur.

BM genel Sekreterinin açıklamasının özeti şudur.

‘’Bu güne kadar taraflarca her konu etraflıca görüşülmüştür. Bütün bu görüşmeler BM kararlarına uygun olarak yürütülmüştür. Görüşmelerin temeli iki bölgeli iki kesimli federal bir yapı temelinde yürütülmüş ve aksi karar alınmadıkça bu temelde sonuçlanacaktır. Son gelinen noktada taraflar da bunu teyit etmişlerdir. Sonuç alıcı yeni bir toplantı için Crans Montana’da ortaya koyduğum maddelerde tarafların özellikle garantör ülkelerin uzlaşması halinde ucu kapalı beşli bir görüşme yapılabilecektir.

Tam bir durum tesbitidir. Sorumluluğu garantörlere yüklediği aşikârdır.

Bu sonuca Anastasiyadis hiçbir tepki göstermemiştir. Her zaman yaptığını yapıp ben görüşmelere hazırım mesajını vermiştir.

Garantörlerden ikisi bu sonuca sessiz kalırken Türkiye Dışişleri Bakanı hemen bir yorumda bulunarak.’’Kıbrıs konusunun iki aşamalı bir sorun olduğunu önceliğin Türkiye’nin Akdeniz’deki haklarının olduğunu Kıbrıs konusunun çözümünün bundan sonra geldiğini açıklamıştır.