Psikoloji Günleri’nin açılış konuşmasını yapan Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zihniye Okray şunları kaydetti; İçerisinde yaşadığımız çevrenin hem doğal çevremizin hem de kendi oluşturduğumuz çevremizin ruh sağlığımız için ne kadar önemli olduğu aşikardır. Bazı Avrupa ülkelerinde çevresel koşulların ve iklim koşullarının birçok ruh sağlığı problemine neden olduğu da çalışmalar ile kanıtlanmış durumdadır. Diğer taraftan çevremizdeki hava ve ses kirliliğinin de bizlerin ruhsal dünyasını ne kadar etkilediğini yaşayarak deneyimlemekteyiz.

Yakın dönemde Türkiye’de gerçekleşen doğal afetten sonra da sanırım çevremizin, üzerinde yaşadığımız toprak parçasının ve içerlerinde yaşadığımız evlerimizin ne kadar yıkıcı ve yok edici olduğunu da bir kez daha görmüş olduk. Çevrenin koruyucu kollayıcılığının yanı sıra yıkıcılığını da bizlere bir kez daha hatırlatmış oldu.

Oturum başkanlığını Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sultan Okumuşoğlu’nun yaptığı Çevre, Halk Sağlığı ve Psikoloji konulu ilk panelde, Kuzey Kıbrıs Çevre Platformundan Dt. Teksen Köroğlu çevre ve halk sağlığının ne kadar bağlantılı olduğunu ve psikoloji biliminin de özellikle halk sağlığı üzerindeki etkilerinden bahsetti. Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği Başkanı Ahmet Hızlı ise, Lefke Bölgesindeki çevre sorunlarından ve bunların insan sağlığı üzerindeki etkilerinden bahsederek, çevre bilincinin ve çevrenin korunmasının yine ruh sağlığı üzerindeki etkileri hakkında konuştu.

Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Doğa Eroğlu Şah’ın oturum başkanlığını yaptığı Doğal Çevre Kent ve İnsan başlıklı ikinci oturumda ise, Yeşil Barış Hareketi’nde Doğan Sahir  kentleşmenin ve insanların özellikle yüksek ve sıkışık binalarda ruh sağlıklarının olumsuz etkilendiği üzerinde dururken, Şehir Plancısı Merter Refikoğlu ise, çarpık kentleşmenin insan ve doğal yaşam üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsetti.