Akıncı'da Denktaş gibi Taksimden yana!
Aradan 9 ay sonra iki lider bir araya geldiler.
Buluştular.
İki saat baş başa kaldılar.
Bu birliktelikte basına karartma uygulandı.
Tabi ki bu karartmayı da Akıncı istemişti.
Bunu da karşı tarafın lideri de kabul etti.
Hiçbir haber paylaşılmayacak, bilgi dışarıya sızmayacaktı.
Îki saat ne konuştular?
Bir yemek iki saat mi sürer yensin?
Hayır!
Ha bir de bir buçuk saat da Bayan Spehar ile yemekte görüşüp konuştular.
Yani toplam üç buçuk saat.
Uzun bir süre!
Bu yemek sosyal yemek sayılmaz.
Ama Akıncı bizlere öyle olacağını söylemişti. Tabi ki ilk zamanlar bu sosyalleşmeyi yerine getirmiştiler. Kahve içtiler iki tarafın çarşısında ve bu sosyalleşme de yapılmış oldu.
Yani bugün bu birliktelikleri sosyalleşme değildi.
Bu birliktelik, Kıbrıs konusuydu.
Evet, iki saat Kıbrıs konusu konuşuldu.
Yemekler yendi.
Angliya içildi mi bilemem, ama tek bildiğim masada Kıbrıs konusuydu tartışılan.
Ne konuştular?
Neleri bir birlerine sundular?
Kim, ne istedi?
Sonuç?
Bir şey yok!
Yine ayni terane.
Yine ayni anlayış.
Ne askersiz bir ülke.
Ne garantörsüz bir Kıbrıs.
Bu şekilde yola devam.
Bu şekilde statükoya devam.
Rum tarafı AB'nin yanında ve her türlü hakkını da almaya devam edecektir.
Bizler ise ayni şekilde Türkiye'nin bir alt yönetimi olarak devam edeceğiz.
Doğal gaz da bu şekilde tek taraflı olarak kullanılacak.
Ama Akıncı, "böyle giderse müzakere olmaz, gaz konusu da müzakerelere dahil edilmeli" diyor.
Anastasiadis ‘Hidrokarbonu masada konuşmam, garantiler konusunu netleştir’ diyor.
Yani karşılıklı bir inatlaşma yaşandı bu yemekte.
Şimdi bu inatlaşma yüzünden ne olacak dersiniz?
Yollar ayrılacak mı?
Yani görüşmeler kesilecek mi?
Anlaşılan yol ona doğru gidiyor.
Peki, zararlı kim çıkacak?
Tabi ki bizler.
Kazanan taraf Rum tarafı olacak.
Ha bir de burayı her zaman kendi çıkarları için tutan Türkiye.
Yani şimdi Akıncı'nın doğal gazı müzakerelere dahil edilmesini istemesi haklı bir şey mi?
Kesinlikle değildir ve de olamaz!
Bu doğal gaz konusu Kıbrıs Cumhuriyetinin vermiş olduğu hak garantisinden gelir. Bu hakkı Akıncı yok sayacak ve müzakerelere dahil edecek. Evet, Akıncı artık şunu görmelidir diyorum.
Kıbrıs cumhuriyeti yok sayılamaz.
Ve doğal gaz müzakerelere alınamaz.
Çok yazdım.
Doğal gaz hakkımızı ancak Kıbrıs cumhuriyetine dönerek alabiliriz diye!
Ve, tabii ki diğer tüm ortak haklarımızı da!
Ama Akıncı, ısrarla iki ayrı devlet ve bölünmüş bir Kıbrıs diyor.
Bunun olmasının mümkünü yokken, bu ısrar niye?
Bu ısrar, taksimin devam edip, meşrulaşması ve böl yönetin devamından başka bir şey değildir.
Akıncı'da Denktaş gibi taksimden yana!
YAZIYA YORUM KAT