Aldatma ve Aldatılma Psikolojisi
Birlikteliklerin çoğu heyecan, tutku, arzu, aşk, sevgi ve sadakat, gibi duygularla oluşur. İlişkiyi başlatan duygular her zaman aynı kalmayabilir, zamanla azalabilir ve başka duyguya dönüşebilir. Hissedilen duygular ne kadar yoğun olursa olsun her zaman aynı şiddette hissedilmesi mümkün değildir. Birlikteliği devam ettirebilmek ve ilişkiyi pozitif yönde ilerletebilmek adına duyguların değişebileceğini kabul etmek ve duyguların dönüşümüne olumlu katkı yapabilmek gerekir.
Mevcut birliktelikteki ilişkiyi tehdit edebilecek şekilde, duygusal veya cinsel anlamda bir başka kişinin varlığı ihanet, sadakatsizlik, aldatma olarak tanımlanır. Evlilik dışı bir ilişki, evlilik hayatında evliliğin en önemli aşamaları olan sevgi, saygı ve güven bağların derinden etkileyen ciddi bir durumdur. Sonuçları genellikle iki kategoriden birine girer. Birincisi, ilişkinin evliliği yok etme potansiyeli ve ikincisi evlilik üzerindeki duygusal tesiridir (Sungur, 2009)
Sadakatsizlik aslında kötü giden bir ilişkinin yan etkisidir. Mevcut ilişkideki sorunlar çözülemediği zaman kötü gidişat ilişkiyi birçok kötü sonuca ulaştırır. Çiftlerin bağlılıkları devam ettiği sürece, başka bir ilişkiye sürüklenme olasılıkları çok düşüktür. Aldatma bir günde oluşan bir durum değildir, çiftin duygusal sorunlarından kaynaklanır. Kişi, ne zaman ki ilişkisinden yavaş yavaş uzaklaşmaya yönelir, o zaman başka bir ilişkinin çekim alanına girme olasılığı yükselir.
İstatistiklere bakıldığı zaman evlenen çiftlerin %50 ‘si boşanmaktadır, bunun yanı sıra kadınların aldatma nedeniyle boşanma oranı: %32,2 iken erkeklerin aldatma nedeniyle boşanma oranı: % 8,7 olarak görünmektedir.
Aldatma insanlık tarihinin en eski zamanlarından itibaren toplumda gündem maddesidir.
Peki son dönemlerde adından sıkça söz ettirmesinin nedenleri neler olabilir?
Aslında her ne kadar toplumda gizli kalmış gibi görünse de kadının iş hayatına girmesi, güç kazanması, erkeğe karşı çıkma gücünü bulması ile aldatma kelimesini sürekli duymaya aşinayız. Eşini kaybetmemek için göz yuman, boşanacak ya da karar alacak gücü bulunmayan kadınlar, erkek egemen toplum yapısının erkeğe birden çok eşlilik hakkı vermesinden kaynaklanan sosyal nedenler gibi etmeler aldatmayı hep ya gizli kıldı ya da meşru kılmıştır.
Aldatma sonrası aldatılan birey tıpkı bir yakınını kaybetmiş bir ruh hali içindeyken, bu süreçten travmatize ayrılır. Sadakatsizliğin yoğun suçluluğu, eşini kaybetmekle karşı karşıya olmanın korkusu en az partnerinin duyguları kadar yoğun içsel çatışma yaratabilir. Aldatan eş yaptığı sadakatsizliğe bahaneler sunarak kendi iç çatışmasını çözmeye çalışır.
Daha önce sadakatsizlik yaşamamış olan pek çok kişi ileride bir sadakatsizlikle karşılaştıkları takdirde bunun tereddütsüz ilişkilerinin sonu olacağını dile getirmektedirler. Ancak, gerçek yaşamda çiftlerin yüzde 60 ile yüzde 75’i sadakatsizliğe rağmen aldatma krizi ile baş eden çiftlerin tekrar beraber olduğu gözlenmektedir (Sungur,2009). Evlilikte doyumsuzluk ve aldatma bir ilişkinin devam edip etmeyeceğinin önemli göstergesi olmasına rağmen tek belirleyici değildir.
Bireyin içinde bulunduğu duygusal durum, sorunun çözülme durumu, eşe olan güven, ilişkiyi koruma ve kurtarma isteği birer yol haritasıdır. Önemli olan bitirmek ya da bitirmemek değil, sorunun çözümüdür.
Tekrar birlikteliğin oluşa bilmesi için bundan sonraki sürecin tamamen şeffaf olabilmesi gerekmektedir. Aldatılan eş; eşinin ne süredir başka bir partneri olduğunu, bu ilişkinin nasıl başladığını, bu ilişkiden bir bebek olup olmadığını, halen devam edip etmediğini, onu özleyip özlemediğini, geçirdiği zaman miktarını, cinsel boyutunu bilmek ister. Tüm bu soruların cevabı şeffaf bir şekilde açıklanmalı herhangi bir meraka maal bir durum ortada bırakılmamalıdır. Yalnızca cinsel konular travma sonrası stresse yol açabileceği için bu konuda dikkatli davranılmalı yüzelsel paylaşılmalıdır. Yeniden birlikteliğin oluşmasının ardından aldatılan eş, partnerinden kaybettiği güveni kazanmaya yönelik bir beklenti içine girerek çok basit olaylarda bile kontrol sahibi olmak ister. Aldatan eş bu durumdan fazlasıyla baskı duysa bile partnerini suçlamamalı her durumda yaptığı ihanetin pişmanlığından bahsetmelidir. Sıfırdan bir yapı oluşturmak kolaydır. Var olan yapının üzerine yenisini eklemek çok daha fazla zaman ve emek gerektirir. Daha fazla sabır, daha fazla sevgi, daha fazla özveri sürecin en önemli kısmını oluşturur.
YAZIYA YORUM KAT