Artık bitsin bu sorun…
1950’li yıllarda Kıbrıs Rumlarının kilise öncülüğünde düzenlediği plebisit ile başlayan ve de yıllardır devam eden, arada çözüme ulaşıldığı sanılan 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti. Fakat dıştan müdahaleli bir çözüm.1963’de bunun sonucu başlayan çatışmalar
1974’de garantörlerden birinin adada bozulan Anayasal düzenin yenide oluşturulması için yapılan müdahale sonrası başlayan ve 44 yıldır sürdürülen sonuçsuz görüşmeler. Ve arkasından sonuçsuz daha nice çözüm görüşmeleri, hatta Annan planı gibi tarafların referandum yolu ile oyladıkları çözüm planı. Ve de her seferinde çözülmeyen bir sorun.
Her defasında akamete uğrayan bu yolda kim ne kazanmış kim ne kaybetmiş..
Kıbrıs Rumları İngiliz koloni vatandaşlığından, önce Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığına, sonra Kıbrıs Cumhuriyeti sahipliğine ve sonunda Avrupa Birliği üyesi bir Cumhuriyete ulaştılar.
Kıbrıs Türkü ise eşit koşullarda başladığı yarışın sonunda Ana vatanının bile tanımadığı bir KKTC. Elinde tek kalan unvanı dünyanın bitmemiş sorun olarak gördüğü sorunda taraf olmayı sürdürmesi. Her ne kadar masada temsil edilsek da karar mekanizmasında ne kadar söz sahibiyiz galiba bizim dışımızda herkes bilir.
Kıbrıs konusunda yarım asrı geçen bir süre var ama sonuç yok... Her görüşme masası birtakım kabul edilmiş parametler ile yeniden açılır ve kaldığımız yerden diye görüşmeye başlanır. ancak masadaki taraflar sürekli artar. Önce taraflar BM-İngiltere-Türkiye-Yunanistan-Kıbrıs Rum ve Türk liderlerdi.. Masada yeni aktör AB
Şimdi yeni bir süreç başlıyor. Bu kez görüşme masası bayağı kalabalık.
Son masadan kalkarken olanlar (bunlara her zaman görünmeyen taraf olarak masada olan Rusya’yı da ilave edebiliriz) ile bunlara ilave aktif şekilde Amerika,Uluslar arası enerji devleri ve Amerika’nın masaya dahil etmeye çalıştığı NATO..
Görüldüğü gibi geçmiş hiç kaybolmuyor ancak taraflar da devamlı artıyor.
Masadaki kalabalık Kıbrıs adsının ne kadar stratejik bir öneme sahip olduğunun göstergesidir. Herkes adada bir mevzi sahibi olmak istemektedir. Şimdilik İngiltere 1960 analaşmaları ile sağladığı bağımsız üsler. Şimdi diğer taraflar da başta enerji olmak üzere adada mevzi sahibi olmak istemektedir.
Artık görüşmelerin yeniden ucu kapalı olarak başlaması noktasında uzlaşılırsa muhtemelen tüm taraflar istediklerini alıp masadan kalkacaktır.
İşte bu noktada en karlı çıkacak tarafın da Kıbrıs Türkü olacağı kesindir.
Hem uluslar arası bir kimliğe kavuşacak hem de malına mal parasına para diyecek.
En önemlisi BESLEME olmaktan kurtulacaktır.
YAZIYA YORUM KAT