Her şeyi kadere bağlamak ve kaderi oydu onu yaşadı demek işin en kolay ve de kurtulma yolu olur.
Bunu söyleyen ve dillendiren toplumlar hep kaybeden toplumlar olur.
Her alanda kaybeden, özellikle de bu şekildeki ölüm onun kaderi denilerek o yola yatmak ne kadar da cahillik sayılır hiç farkına bile varılmaz.
Tabi ki bu kader ve onun cahillik işi, idarecilerin işine gelir.
Kader cehalete uğrayan toplumların işidir aslında...
Kadere yatmak ve kaderin verdiği dert demek her zaman için o başımızda duran idarecilerin işine yaramış olur.
Onları kurtarmış olur.
Her türlü başarısızlıkta kendilerini kurtarmış sayılırlar.
Hatalı işler olsun, dikkatsiz işler olsun, hep kadere bağlandığı sürece suçlu kader denilerek o olmayan ve yaratılan şey gösterilir.
Kader nedir?
Ìnsanın kendini kurtarması için kullandığı yoldur.
Kendini kurtarmak adına kader yaratılmış olur.
Buna alışan toplumlar hep bu şekilde kaderin cilvesi diyerek kendini yok etmiş, bitirmiş olur.
Ya sen nasıl insansın?
Tabiat üzerinde en üstün varlık, nasıl olur da bu şekilde kaderci oluyorsun, bu masala inanıyorsun.
Susmak ve kabullenmek insana yakışan bir davranış değildir.
Kaderi öyleydi, Allah onun alın yazısını o şekilde yazdı ve o şekilde ömrünü kesti demek en cahilce, en acımasızca yapılan harekettir.
O zaman her şeyi bırakalım ve başımıza ne gelirse o kader diye uydurulmuş olan şeye teslim olalım!
Böyle bir düşünce olur mu?
Maalesef olmaması gerekir.
Cahil ve tutsak altında olunan toplumlar ancak kader oyunu ile kandırılır ve bir ömür de o şekilde uyutulurlar.
Uyuyan toplumlar hep uyumaya böylelikle devam eder.
Uyanmak da istemezler.
Bir de uyandırmaya, kaldırmaya çalışanlara gereken cahillik ne ise onu yapmaya da kendilerini göstermiş olurlar.
Devlet de bu şekilde kader masalı ile kendini hep kurtarmış olur.
Bakınız, birçok insan ölüyor ve ölen her ailede insanımız söz konudur.
Her evde kanser vakasına uğrayan vardır.
Günlük ölümler bu şekilde artıyor.
Küçücük çocuklar ölüyor.
Genç insanlar ölüyor.
Açıkça insanını öldüren devlet söz konusudur.
Ne yapıyor bu devlet?
Her gün zehir veriyor doğaya teknecik santrali ile...
Bacasında flitre yok...
Ya peki o telefon baz istasyonları...
Peki yenen o yiyecekler...
Hep zehir yüklü...
Laboratuvar varmışıdı...
Vardı da ne oldu...
Aynı şekilde yine zehir yediriliyordu millete!
Bu kadar çok kanser hastası nereden çıkar...
Tabi ki yaratılan her şeyden...
Bile bile zehir veriliyor insanlara...
Ve meclis ne yapıyor?
Öpücük savuruyor ancak!
Bir de güçlü maaş da çekmeyi bilir!
Ama bu ölümlere son vermezler.
Zehirlenip ölün derler.
Yeter artık ey vatandaşlar. 
Toplum olarak eğer ki ayağa kalkmazsak, bu ölümler hep devam edecektir. 
Canlar her gün artarak gidecek!
Her evde bir acı yatacak, dinmeyen bir acı!
Gelin vazgeçin bu kader işinin hikayesine inanmaktan, kendinizi, ailenizi kurtarmak için ayağa kalkın!
Yoksa bu şekilde ölüp gideceğiz!