Bir insanın çaresiz kalması ve asıl çare üretmesi gerekenlerin çare üretmediği bir ülkede yaşamak ne kadar büyük bir acıdır. 

Evet, acıların en büyüğüdür bu!

Sağlığın yerinde olmadığı ve çareler aramak için uğraşmana karşın sana her türlü engeli, her türlü baskıyı da yapmaların karşısında daha da perişan daha da çaresiz kaldığın bir acı gerçektir. 

Hele de devletin sana bunları yapıyorsa!

O devletin ki sana sahip çıkması gerekirken, sana senin haklı eyleminde sadırmaya kalkıyorsa!

Evet, böyle bir devlet!

Bugün Asya bebeğin yaşam hakkı için eylem yapan insanlar bu devletin polisi tarafından bunları yaşamış oluyor. 

Ve bu nasıl bir devlet? 

Bu nasıl bir devletin polisi?

Ya da kime hizmet ediyor diye bunu hesabını ortaya çıkarmıştır. 

İşte Kıbrısın kuzeyinde bunun yaşıyoruz. Toplum Asya bebek için onun hayata tutulması için yapmış olduğu insanlık eyleminde, yaşaması gereklidir diyen bu eyleminde karşısında polisi buluyor. Kadınlar tartaklanıyor. 

Yerlerde ve sinir krizlerine vesile olan bir anlayışı da yaşıyor eylemci insanlarımız! Polisi kimin polisi? 

Kimin koruyucusu? 

Kimin vergisi ile var oluyor, ayakta duruyor? Tabikide de halkın! 

Ve gel gelelim haklı eylemde saldırganlık yaparak insanların üzerlerinde bu şekilde suçlular mış muamelesi gibi saldırmış oluyorlar. Tam anlamıyla haklı bir eylemde o eylemi dağıtmayı hedef almış oluyor. Bu da polisin, halkın polisi olmadığı gerçeğini bir kez daha gözler önüne sermiş oluyor. Tıpkı Afrika gazetesine saldıranlarda olduğu gibi! 

Polis saldırganlar ile birlikte oluyor. Onların yanında duruyor. Şimdi de aynı şekilde canı ile debeleşen yavrunun yanında olmadığını ve sağlık hakkı için eylem yapanlara saldırıyı görev saymış oluyor bir kez daha! Bu toplum bu hale gelecek bir toplum mu olacaktı? 

Yakışır mıydı bu topluma? 

Kesinlikle hayır!

Ama bu hale getirdiler!

Ve devleti sözde idare edenler ama aslında devleti her şeyi ile ellerine geçirenler bugün her türlü kötülüğü de bu şekilde yapmış oluyorlar. 

Devlet, evet her şeyi ile onların emri altına alınmıştır.

Devlet, halkın devleti değildir. 

Eğerki devlet halkın devletin olmuş olsaydı bugün bu küçük yavruya sahip çıkılmış olunurdu!

Ama çıkmamak bir yana onun yaşamsal hakkına polisi müdahaleye sokuyorlar. 

Tutukla ve götür içeri!

Eylemi dağıt!

Ne demek bize eylem yapacaklar diyerek bu şekilde küçük bir canın yaşamasına müsaade etmediklerini açıkça gösteriyorlar. 

O eylemde Sağlık bakanı peki ne yaptı? 

Çıktı mı insanlara bu minik yavru için seferber olacağız desin? 

Hayır! 

Ve arka kapıdan kaçarak bu yavrunun canını hiçe saymasını bildi sadece! 

Sen halkının sağlığın korumakla mecbursun!

Ne demek biz Türkiye'den söz aldık Asya bebeğe her türlü sağlık işlemlerini yapacaklar diyerek o çocuğu ve ailesini oraya göndereceksiniz ve ondan sonra da o çocuk ve ailesini orada çaresiz bırakmış olacaksınız. 

Bunu da sorunca kendilerine e TC vatandaşı değillerdi o yüzden tedavi yapılmıyor. 

Bu o insanların sorunu mu?

Bu sorun senin sorunun!

Sen hükümetsin ve sen Sağlık bakanısın, bu sağlığı sen çözeceksin. 

Bu çocuğu orada ölüme terk edemezsin ve burada da parti başkanlığı yarışıyla ilgilenmezsin ey Üstel!

Ne demek bir ülkenin vatandaşına sahip çıkılmaması ve onu orada ölüme terk etmek!

Ama diğer yandan her türlü kaynaklarını seferber ediyorsunuz gereksizce bu devletin!

Oysa bu can için para yok öyle mi?

Gereksizce kaynaklar seferber oluyor her türlü alımlar için!

Saraya para var!

Yangında yağcılık için Saner Türkiye'ye para göndermiş oluyor da!

Tüm bunlar için paralar dönecek ama Asya bebek için para yok öyle mi?

Kimin paralarını kimlere yedirmeye devam ediyorsunuz!

Bu bebeğin yaşaması sizlerin sorumluluğundadır!

Ama siz cana değil de kendi yarattığınız bu pislik düzeni koruyup kolluyorsunuz!

Siz nemalanmaya devam!

Belli sermaye çevreniz de götürmeye devam etsin öyle mi?

Ve bu yavru da ölümle yüz yüze kalsın!

Yazıklar olsun sizlere!