Avcı mış...
Yığınla avcı var...
Yani eline silahı alan avcı oluyor...
O kadar çok silah var ki devlet bayağı bu işten para kazanıyor...
Yani verir ruhsatı her gelene ve gidin avlanın der...
Gelsin paracıklar...
Anlayacağınız o kadar çok hayvan katledilir ki bir bakarsınız o hayvanların da nesli tükenir bizlerin tükenen nesli gibi!
Ava karşıyım, ama kim anlar...
O canlıların tükenmesi onların ne umurunda! Koca Kıbrıs Türkünü tükettiler de hayvancıkları mı tüketmeyecekler?!
BARONLAR KORUNUYOR
Ceza evinde gençler, uyuşturucu yüzünden yatıyorlar. Oysa bu uyuşturucuyu ülkeye sokan baronlara hiç bir şey yapılmıyor. Devlet uyuşturucu baronlarını kolluyor!
GÖRECEĞIZ
Tayip Erdoğan, biz Akdeniz'e Kıbrıs Türkünün çıkarları için araştırma gemilerimizi gönderdik dedi. E hade bakalım göreceğiz. Sizlerin çıkarları mı yoksa bizlerin çıkarları.
MÜMKÜN MÜ?
Dr. Fazıl Küçük, ta 1975'te söylemişti... Cenneti cehenneme çevirdiler diye...
Evet, soruyorum:
Bugün bu cehennemden kurtulmak mümkün mü?
YASA DIŞI DEVLET!
Bu devlette hak hukuk aramayın, çünkü yasal değildir. Her an herşey olur buralarda. Hakkım şudur budur diye de hiç boşuna sevinmeyin, bir bakarsın o haklarınız gider. Buna da ne hukuk hesap sorar, ne de herhangi başka bir şey.
Her neyse, sigortalara şöyle bir bakalım.
Evet, 9 bin iş gününü dolduran ve 50 yaş haddi olan herkes emekli oluyordu.
Bu yaş erkekler içindi.
Bugün ise yaş kademesi konuyor. Yani 67 doğumuna kadar herkes 50 yaşında emekli oluyor, geriye kalanlar çeşitli yaş gruplarında emekli olacaktır.
Yani çalışma süresi uzatılmış oluyor.
Verilen bu hak gasp edilmiş oluyor!
Neye dayanarak bu yapılıyor?
Yasayı çiğnemek değil mi bu?
Nerede hukuk?
Nerede adalet?
Yok değil mi?
Çünkü burası yukarda yazdığım gibi yasal bir devlet değildir.
Yasal olmuş olsaydı, bunların hesabı sorulurdu. Onun için buralarda her türlü verilen yasal haklar geri alınır.
Burası yasa dışı devlet!
Yargı adalet işlemiyor!
TOPLUMU NE HALE GETÍRDÍLER
Anti depresyon ilaçları ülkemizde çok ciddi bir şekilde tüketiliyor.
Toplumu ne hale getirdiler değil mi!
SEÇÍLENLER
Ankara'dan seçilenler kimlikle girişleri durduramazlar!
Çünkü Ankara tarafında seçildiler!
ÍNANDIK VE KANDIRILDIK!
Elimde Akıncı'nın resmini taşıyan bayrak ve Lefkoşa surların olduğu yerde toplandık. kalabalık çok muazzamdı.
Mitingi'di bu.
Akıncı'nın cumhurbaşkanlığı mitingi!
Hınca hınç dolup, taştık oraya!
Ha dedik, bu iş bitti!
Barış tamamdı.
Akıncı bunun sözünü o gün orada vermişti.
Statüko o gün orada bitmişti.
Maraş açılacaktı.
Akıncı söz vermişti.
Tabii ki bizlerde inanarak alkışlıyor, bayraklarımızı barış adına sallıyorduk büyük sevgi ve coşkuyla!
Doktor Küçük meydanı inliyordu.
Akıncı bu iş bitti ve barışı orada ilan ediyordu.
Daha sonra Edip Akbayram'ın sesi geliyordu meydandan.
Güzel günler göreceğiz çocuklar şarkısıyle!
Hep beraber çocuklarımıza bu güzel günleri vaad ediyorduk.
Tabii ki başta da Akıncı.
Ne oldu peki?
Hiç bir şey!
Ne güzel gün ve ışık göründü, ne de Maraş sözü tutuldu.
Akıncı o meydanda ne söz vermişse hiç birini bugün tutmadı ve yerine getirme gayreti göstermedi.
O da tavla teslim oldu Türkiye'ye!
Tıpkı Talat gibi!
Statüko böylelikle devam ediyor.
Hem de hiç bir değişiklik yapılmadan bile!
Örtülü ödenek kalkacak diyen Akıncı başa gelir gelmez ilk iş olarak ödenek devam edecek dedi.
Hey gidi günler hey!
Ne yalanlar, ne dolanlar gördük!
Nasılda kandırıldık değil mi?
Hayallerimiz ve gelecek günlerimiz bu şekilde bu sefer Akıncı tarafından çalındı.
O meydandaki o coşku ve heyecan halen kulaklarım da.
"Güzel günler göreceğiz çocuklar, motorları maviliklere süreceğiz."
Ve Akıncı o gün bunun sözünü vermişti cocuklarımıza!
Peki bugün ne yapıyor?
Ankara'ya tavla teslim oldu!
Mehmet Ali Talat'tan farkı kalmadı.
Bugün onu devre dışı bırakıyorlar.
Kendisi ne yapıyor?
O makama oturmayı tercih ediyor.
Türkiye çizmeyi aşıyor, o susuyor!
Yazık, inandık ve kandırıldık!
YAZIYA YORUM KAT