Ayrılık
Beni bırakıp gittikten sonra sen, gemiler kalkmaz oldu yüreğimden, martılar güvertesi kaldı , güvercinler uçmaktan yorgunken , ben baka kalmıştım ardından , başımı duvarlara vursam da artık çok geçti.
Ayrılık vurdumduymazdı bugün, benim anladığım dilde konuşmuyordu yalnızlık, son sigaramı da içiyordum, deniz fenerinin dibinde .
Ve balıkçılar ağlarını çekerken, güneşten beklentisi yoktu sabahın, sabah vururken bitkin tenime .
Bugün sadakat ,gizli kalmış bir kelimeydi sadece , ben ise , orhan velinin yarım kalmış hayatının sonrası gibiydim , onun söylenmemiş dizelerinde , yalnızlık sahnesinin son başrolünde.
İstanbul soğuktu bugün,
bugün tam bir yıl olmuştu, yokluğunun üzerinden geçen, koskoca bir yıl, odamın penceresinde menekşeler vardı, en son senin dokunduğun menekşeler, bense sadece su verirdim onlara, korkuyordum dokunmaya , sen yoktun ya, onlarda küsmesinlerdi bana.
İlk aylar biraz durgundum, alışmanın sancısı ısırıyordu dudaklarımı, sığdı düşüncelerim, düşüncelerim ruhuma sığmıyordu .
Düne kadar içiyordum da zaman zaman, avutuyordum kendimi ,faydasız akşamlarda, çırpınıyordum ama çıkamıyordum , bu dipsiz kuyudan.
En son seninle yürümüştüm istiklal sokağında ,sokaklar bile çağırmıyordu artık beni , yalnızlık pranga vurmuştu ayaklarıma.
Ayrılık !
Gözyaşlarımın gizli kapaklı arkadaşı , seferi duygularımın karmakarışığı, nöbet tutan askerler gibiydim senden sonra, bende tutuyordum her gece ,senin yasını, bitmek bilmiyordu bu özlem bu acı.
Ayrılık!
O denizin kenarında bıraktığım, şimdisi olmayan , geçmişimin aynası.
Bugün tam bir yıl olmuştu ayrılalı, akbabalar hala kemiriyordu sancılarımı, sancılarım yokluğunda olmazsa olmazım, kaçarken yakalandığım, kaçamadığım en düşkün yanım.
YAZIYA YORUM KAT