Ülkenin en önemli sorunu elektrik oldu.

Malum orantısız gelişen nüfus önemli bir sebep.

Çok çok uzun yıllar güneyden bedava alınan ve ahaliye para ile satılan elektrikten toplanan paralar har vurup harman savruldu. Kimsesinin aklına bir gün güney bize elektrik vermeyecek kendimize ait santral kuralım demedi.

2000’li yıllarda santral kurmak aklımıza ancak geldi.

Teknecik santrali da o zaman Hükümetlerimizin aklına geldi.

Geldi da ne oldu? Kurulması için AKSA diye bir şirketten garanti onun fiyatından alımlı geri dönüşü olmayan sözleşme ile alım başlatıldı. Başlangıçta onun üretiminin tamının alım garantisi olduğu için Teknecikte üretilen bize yeterli geldi. Bir rahatladık.

İncelenmesi gereken sonrası.

22 yıldır her yıl binlerce yeni nüfus eklenirken Elektrik üretimi için yatırım kurum tarafından gerçekleştirilemedi. Hatta AKSA sözleşmesinin her bitiş tarihinde ciddi bir ihtiyaç oluşturuldu ve yeniden yenilendi.

Son günlerde yine güneyden para ile elektrik satın alınmaktadır bu da yetmeyerek sürekli elektrik kesintisine maruz kalmaktayız.

22 yılda yapılamayanlar için da tuhaf olan durum gelenin gideni suçlaması.

Bakıyorum 22 yılda gelenler da gidenler da ayni. Bu gün Mecliste olanlar da ayni. Tencere dibin kara seninki benden kara misali.

Olan halka oluyor kendi becereksizliğinizden  halkı hem pahalı elektrik kullanmaya hem de karanlıkta kalmaya mahkum ediyorsunuz.

Sizler yüklü maaşlar ile koltuklarda otururken asgari ücretlinin kış kıyamette evlerinde donmalarını hiç mi hiç umursamıyorsunuz.

Hükümetlerin ve vekillerin işi ne haftada bir gün meclise giderek olağanüstü maaş almak mı?

Yine de siz haklısınız çünkü o evlerinde donan insanların oyu ile oralarda oturuyorsunuz. Çünkü onları türlü vaatlerle avucunuzda tutuyorsunuz. Sizlerde acıma hissi da yok. Hizmet etme hissi da yok sadece Mecliste yeminde vatandaşın mutluluğu için çalışacağız diye yıllardır tutmadığınız yemininiz var.