Ben Akıncı’nın tarafındayım..
Kıbrıs konusunda Türkiye’deki seçimler öncesinde taraflar arasında başta BM görevlileri olmak üzere çeşitli Devletler özellikle AB ülkeleri arasında süregelen bir diplomasi süreci ver.
Bu süreç sonunda iki lideri bir akşam yemeğinde biraraya getirmek tarafların konu hakkındaki görüşlerini brbirlerine söylemeleri anlamı taşımaktaydı.
Her ne kadar iki Lider görüşme öncesi duruşlarını basınla paylaşmış olsalar bile birbirlerinin yüzüne karşı söyleme anlamını taşıdı.
Bu görüşleri bilen BM Genel sekreteri zaten Crans Montana’da çözümsüz olan konuları içeren bir belgeyi masaya koymuş ve ‘’Bu belgedeki konularda taraflar yakınlaşacaksa bana bildirin yeni bir süreç başlasın’’demişti.
Malum bu noktaya gelinceye kadar 11 Şubat belgesindeki 11 madde görüşme belgesi idi.Şimdi Guterres belgesi görüşme temeli olacak.
Bir yazımda taraflar ne kadar gerilse bile sonunda bu belge üzerinde görüşmeler yeniden başlayacak demiştim.Bu belge üzerinde görüşmelerin başlayacağını bizim siyasi partilerimiz da bilmesine rağmen ne Millet vekilliği seçim sürecinde ne de seçim sonrası Hükumet kurma aşamasında özellikle çözüm yanlısı partilerimiz bir politika üretmemişlerdir.
İki Liderin buluşması sonrası TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu KKKTC’ye gelerek önce Cumhurbaşkanı ve sonrasında siyasi parti Başkanlarının da katıltığı bir toplantı gerçekleştirmiştir.
KKTC küçük bir ülkedir maalesef hiçbir şey gizli kalmıyot.
Toplantıda Çavuşoğlu madem çözüm olmuyor biz da tezlerimizi değiştirip ‘’Konfederasyon’’veya ‘’iki Devletli çözüm’’formüllerinden birini seçelim.
Bu öneri 1974 sonrası Kıbrıs çözüm sürecinde yürütülen iki bölgeli Federasyon tezine aykırı olması kadar KKTC Meclisinde bu konuda alınan karara da ters bir karardır.Böylesi bir değişiklik çözüm konusunda aradan geçen 40 yılın çöpe atılması demek olduğu kadar çözüm konusunda alınan BM kararının da değişmesini gerektirmektedir.Bunun nasıl olabileceğinin da masaya konduğunu zannetmiyorum.
Bu noktada Cumhurbaşkanı Akıncı ‘’Ben Federasyon dişında bir şey görüşmem derken,
Masadaki UBP,DP ve HP temsilcileri,sessiziliğini koruyaran taraf oldukları kadar TDP’nin bizim bu konuda alınmış PM kararımız var diyebilmiş,CTP ise sessizliğini korumuştur.
Başta UBP ve DP kesin çözüm yanlısı olmadıkları bilinen bir gerçektir.onların başka bir politika üretmelerine gerek yoktur.Üstelik onların sözcüsü olabilecek bir sürü da Bülbülleri var.Günü geldiğinde yuvalarından çıkarak hep beraber ötmeye başlarlar.Üstelik bu Bülbüllerin sesi gargaya daha yakın.
HP bu konuda tarafını belli etmemeye çalışan ama bana göre UBP ve DP’nin görüşleri doğrultusunda bir politikaya sahip.Zaten Kudret beyin Cumhurbaşkanına her hareketinde bir çeşit karşı çıkışı ile bu görüşünü açığa cikarmaktadır.Her konuda Cumhurbaşkanına yapıcı değil yıkıcı eliştiri yapmaktadır.
TDP cılız bir sesle Cumhurbaşkanını desteklemekte CTP ise bekleyip toplumsal ve özellikle tabanından gelecek tepki ile Cumhurbaşkanlığına ‘’ Çözüm, BM kararları çerçevesinde, iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı ve eşit statüde iki kurucu devletin ortaklığında kurulacak bir federasyondur. Crans-Montana’da yaşananlardan sonra bu çözüme ulaşabilmek için orada gelinen son aşamanın dikkate alınması, BM Genel Sekreteri’nin önerdiği ve “Guterres çerçevesi” olarak adlandırılan paket anlayışıyla kararlı ve sonuç alıcı bir müzakere metodu ile ilerlenmesi en doğru yol olacaktır.’’Açıklamasını yapmıştır.Ancak Milletvekili Birikim Özgür ise bu karara karşı şu görüşü savunmaktadır.’’ Cumhurbaşkanı Akıncı siyaset yapacak diye Türkiye basınında tepkiyle karşılanan bir açıklama yaptı.
bu açıklamayı yaparken devletin başı olarak 2,2 milyar TL’lik dış finansmana erişimin Kıbrıslı Türkler için önemini bir saniyeliğine bile olsa düşünseydi daha iyi olmaz mıydı?
şimdi bu karmaşada Türkiye Cumhurbaşkanının onayı beklenecek…
Bu gelinen noktada hala daha net politika üretemeyen partilere karşı Cumhurbaşkanı en büyük ve güçlü hamlesini yaparak kendine güvenip kendisini o makama getiren halkının beklediği bir açıklama yapmıştır.
‘’ Guterres Çerçevesi’ni sulandırmadan ve kendi yorumlarıyla çarpıtmadan olduğu gibi kabul ederek görüşme sürecini başlatalım’’
Bu açıklama ile çözüm sürecine dahil olan tarflara başta Garantörler,Anastasiyadis ve KKTC’de kendini çözüm yanlısı olarak ortada dolaşan siyasi partiler,Sendikala ve Sivil toplum örgütlerinin samimiyetini ortaya koyması için net bir çağrı yapmıştır.
Zaten ilk günden samimi olmayanlar kendilerini ortaya koymaya başlamıştır.
Gelinen noktada Başta çözüm yanlısı olduğunu savunan siyasi partiler,Sendikalar ve Sivil toplum örgürlerinin Cumhurbaşkanı Akıncının arkasında toplanmaları gerekmektedir..
Çözümü ancak bu toplumsal birliktelik getirecektir.
Çözümün tüm toplumsal şikayetlerimize çözüm getireceğini da biliniz.Bakın her gün Hükumet kim olursa olsun sizi üzmeye devam ediyor ve edecek unutmayın.
YAZIYA YORUM KAT