Röportaj: Gülten ÖZYAKUP SEZGİN

Ülkemizin rekortmen sporcularından Ayten Benli ile spordan yaşama uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik.  Spora ilkokul çağlarında başladığını vurgulayan Benli, bu zorlu yolculukta en büyük desteği ailesinden bulduğunu da söyledi.  İnsanın her adımını önceden hayal etmesi gerektiğini söyleyen başarılı sporcu kendisinin her zaman hayal ettiğini ve başarıya ulaştığını söyledi.

Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

4 Ekim 1962 tarihinde Gönyeli’de günün ilk ışıklarıyla dünyaya “Merhaba” dedim.

6 kardeşin 4 numaralı olanıyım. 1984 yılında eşim Ahmet Benli ile yeni bir hayata kapılarımızı açtık. Narin ve Sermet isminde iki çocuk sahibiyim. Kızımdan Lavin isminde bir de torunum ailemize katıldı.

Spora ne zaman başladınız?

Spora ilkokul yıllarında başladım ve halen devam etmekteyim.

Spor dışında arda kalan zamanınızı nasıl geçiyorsununuz?

Spor dışında torunum Lavin ileyim, haliyle zamanın nasıl geçtiğini hiç fark etmiyorum. Bunun yanında ailemin ihtiyaçlarını eksiksiz bir şekilde yetiştirmeye çalışıyorum.

Hobileriniz nelerdir?

Hobilerim arasında yaz aylarında denize gitme, tarihi yerleri gezme, yaşlıları ziyaret ve onların ihtiyaçlarını gidermek var. Bunlar bana mutluluk ve huzur veriyor.

Örnek aldığınız sporcular var mı?

Gençlik yıllarımda örnek aldığım sporcular vardı. Ama şu anda örnek almaktan öte örnek olmaya çalışıyorum.

Genç sporculara öneri ve tavsiyeleriniz nelerdir?

Özellikle sporla uğraşmayan gençlere seslenmek istiyorum; sağlıkları için, kötü alışkanlıklardan uzak durmalılar, sosyalleşmeli ve paylaşmalılar. “İşte bu benim!” demek için acilen spora başlamalarını öneriyorum. Spor yapan gençlerimize ise başarının çalışmayla kazanılabileceğini,  yasal yollarla zararlı maddeler kullanmadan ve yılmadan çalışmalarını tavsiye ederim. Dopingden kesinlikle uzak durmalılar.

Hem annesiniz, hem anneanne, hem de profesyonel bir sporcusunuz. Peki hangisi daha zor?

Hem anne, hem anneanne hem de sporcu olmak çok güzel bir duygu. Çocuklarımın başarılarıma şahit olması yarışmalarda yanımda olmaları bana bir o kadar daha enerji ve heyecan veriyor. Bana göre zor yok. Zor kelimesi hayatımda hiç olmadı. Zoru aştığınız zaman başarı gelir. Tüm başarılarımı zorlukları aşarak kazandım. Bu noktada bana ve çocuklarına her yerde ve her zaman desteğini esirgemeyen eşime de sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum

Spor alanında tanıdığınız en güçlü kadın kim?

Sporcu olarak tanıdığım en güçlü kadın Amerikalı tenisci Serena Williams.

“En iyi” olmanın 3 koşulunu söyler misin?

İnanmak, hedef koymak ve çalışmak şeklinde özetleyebilirim.

Profesyonel sporcu olmanın sosyal hayatına ne gibi etkileri var?

Sporcu olmak, kendinize olan güvenin güçlenmesini sağlarken, başardıkça daha da iyi olmak güdüsünü pekiştiriyor. Gururlandırıp, gururlanmak, takdir edilmek ve örnek olmak güzel bir duygu.

Türkiye’ye kıyasla Kıbrıs’ta kadın sporcu olmanın ne gibi avantaj ve zorlukları var?

Türkiye’de sporcu olmak bizlere göre daha avantajlı. Özellikle gençlerimizin Türkiye’deki yarışmacılardan daha az yarışmaları bizlere dezavantaj oluyor. Ülkemizde elit sporcularımıza daha çok yarışma şansı verilmeli. Ülkemizde kadın olarak belli bir yaştan sonra spor yapmak imkansız gibi. Ya evlenip çoluk çocuğa kavuşuyoruz ya da şartlardan dolayı ne yazık ki engelleniyoruz.

“Hayatımın yarışı” dediğiniz ve unutamadığınız yarışınız hangisi?

Hayatımın yarışı dediğim belli bir yarışmam yok. Benim için tüm yarışlarım özel ve hayatımın yarışıdır.

Almış olduğunuz ödüllerden bahseder misiniz?

Aldığım ödüllerin hepsi ayrı ayrı bir değerdir. İlk başta 2008 yılında ilk kez katıldığım Türkiye Masterler Salon Şampiyonası’nda kırmış olduğum rekorlardan dolayı dönemin Eğitim Bakanı Canan Öztoprak’tan aldığım ödül ve daha sonra bunların içerisinde en değerlileri Cumhurbaşkanımız Mustafa Akıncı’nın, dönemin Meclis Başkanı Sibel Siber’in ve Gönyeli Belediye Başkanı Ahmet Benli’nin vermiş oldukları başarı ödülleri beni çok mutlu etmiştir. Türkiye ve Balkanlar’da kırmış olduğum rekorlar benim hedefimi daha ileri götürmektedir. “Türkiye Masterler Yılın Sporcusu Ödülü”nü 31 Mart tarihinde düzenlenecek törenle alma hakkını kazandım. Bu ödül henüz elimde olmasa da benim için çok özel ve güzel bir ödül olacaktır.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle bir mesaj vermek istesek, ne söylemek istersiniz?

Dünya Kadınlar Günü mesajım ayakları üzerinde duran, çalışan, kazanan, başarılı olan, kendini ezdirmeyen, sevmesini bilen, hem anne, hem baba olan, doğumdan ölüme kadar hayatın her anında varlıklarını hissettiren biz kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.

Okuyucularımıza son olarak neler söylemek istersiniz?

Hiç kimsenin hayali boşa çıkmaz. Ben hep hayal ettim ve başardım. Hayallerinizin peşinden koşunuz ve mutlaka gerçekleştiriniz.