Cumhurbaşkanı Tatar’ın Tercümana verdiği röportajdan iki paragraf ilgimi çekti.

1-   Karşımızda ENOSİS hayalinden vazgeçmesi asla mümkün olmayan bir Rum Devleti vardır. Dahası bu Devletin Kıbrıs Cumhuriyetini işgal etmiş olması bir yana kendisini adanın tek temsilcisi olduğunu iddia etmesi abesle iştigaldir.

2-   1974 Barış harekatı olmasaydı bana her gün söve Serhat yerine Sotiris,Levent yerine Nikolas.Şener yerine Tatyos,Sami yerine Nikos olması kesin değil miydi?

Birinci paragraftaki iddialarının doğruluğu sadece kendi yorumudur. Kıbrıs Cumhuriyeti BM’ye üye olan bir ülkedir. Bu paragrafta iddia ettiği ‘’Kıbrıs Cumhuriyetini işgal etti’’ iddiası Rum liderliğe Türkiye’nin da kabul ve imza ettiği 4 Mart 1964’de alınan BM’nin 186 sayılı kararı ile teslim edilmiştir.1974 Barış harekatı bu BM kararına rağmen KC: Anayasasını değiştirmek için Nikos Sampson’un yaptığı ihtilal nedeniyle Anayasanın yeniden korunması için yapılan bir müdahaledir.47 yıldır bu Anayasal düzen yeniden kurulamamış ancak süreç içinde Türkiye’nin da onayı ile tek taraflı temsiliyetlerini sürdürmüşlerdir. Örnegin bu tek taraflı temsiliyete neden olan 186 sayılı BM kararının adada 47 yıldır bir savaşın olmadığı tarafların birbirleri ile yan yana yaşamayı benimsediğini gösterip iptalini istememektedir. Tam aksine Rum’ların tek taraflı temsiliyetini perçinleyecek şekilde AB süreci da dahil hep Türkiye’nin onayı ile mümkün olmaktadır. Bu gün bu güne kadar kabullenilmiş BM kararlarının altında hep Türkiye’nin onayı vardır. Bir tanesinde bile şerhi yoktur.Şimdi gerek Türkiye gerek Tatar bütün bu BM kararlarını kenara itip hiçbir ülkenin destek vermediği ‘’İki Devletli çözümü’’ masaya koymaktadırlar. Gerekçeleri ise 47 yıldır çözülemeyen sorun. Bu süre içinde eğer siz taraf olarak o sözde tanımadığınız ama her alanda tanıdığınız ve onu egemen kılmak için Rum Cumhuriyeti çıkarına her kararın altına imza atarsanız tabi ki çözemezsiniz ve çözmek da istemezsiniz. Üstelik çözümsüzlüğün ve KKTC’deki egemenliğinizin artmasını Kıbrıs Türkünün KC Anayasasından doğan haklarını tek taraflı kullanmayı amaç edinmişsiniz demektir. Kısacası abesle iştigal eden sizsiniz sayın Tatar.

İkinci paragrafta söyledikleriniz ise Kıbrıslı Türkün yaptığı direnişe hakarettir. Yıllarca ne İngiliz’e ne de Rum’a yama olmamak için verilen mücadeleye hakarettir. Tabi siz İngiltere’de uzun süre yaşadığınız için bu mücadelenin içinde olmadınız. Yaşamayan bilmez. Bu mücadeleyi sonuna kadar veren biri olarak sizi esefle kınarım.

Federasyonu masal olarak nitelemektesiniz. Öyleyse masaya alternatif olarak koyduğunuz ‘’İki Devletli çözüm ‘’modeli hangi ülkelerce karşılık bulmuştur bunu da bir açıklayın ki masalın ne olduğunu biz da öğrenelim.