Bir Vekil, Halkın Vekili Olduğunu Unutmamalıdır!
Demokratik bir sistemin temel taşlarından biri, halkın seçtiği temsilcilerin, yani vekillerin, toplumun ihtiyaçlarını ve taleplerini gözetmek suretiyle hareket etmesi gerekir.
Ne varki vekiller, bu sorumluluklarını yerine getirmeyerek, kendi çıkarlarını veya belirli grupların menfaatleri için çalışıyorlar. İşte bu noktada, vekilin, halkın vekili olmadığını gösteriyor.
Vekiller, seçimle göreve gelerek halkın iradesini temsil etmesi gerekir. Bunun yanında, halkın ihtiyaçlarını dinlemek, onların sorunlarına çözüm üretmek ve toplumu etkileyen kararlarda adil ve şeffaf bir şekilde hareket etmeleri gerekir.
Onlarda böyle bir şey maalesef göremiyoruz.
Vekiller, halkın güvenini kazanmak ve bu güveni korumak için çalışması gerekirken ne tam tersi belli insanlara yada kendi partililerine hizmet ediyorlar.
Vekillerin sorumlulukları tüm halkın sesine ve kulağına tercüman olmaktır.
Ama maalesef bu yapılmıyor.
Vekiller, temsil ettiği topluluğun ihtiyaçları, sorunları ve beklentileri için sürekli bir iletişim içinde olmaları gerekir.
Bunlar yapılıyor mu?
Hayır!
Ya ne yapılıyor?
Yukarda belirttiğim gibi belli kişilerin ya da partililerin sorunlarını, beklentilerini yerine getirmiş oluyorlar.
Peki, şeffaflık ve hesap verebirlikleri var mı?Vekiller, aldıkları kararlar ve uygulamalar konusunda halkı bilgilendirmeli ve hesap verebilir bir tutum sergilemelidirler.
Böyle bir şey yapıyorlar mı?
Hayır!
Şeffaflık, güven oluşturmanın en önemli yollarından biridir.
Ama maalesef o yolda değiller!
Vekiller, yine Adalet ve Eşitlik yolunda hareket etmeleri gerekiyor ve hatta yemin bile etmişlerdir adaleten ve eşitlikten yana olacaklarına.
Herkesin eşit haklara sahip olduğu bir toplumda, vekillerin de adaletli davranması ve ayrımcılıktan kaçınması gerekir.
Kendi siyasi çıkarlarını, kişisel hırslarını veya belirli grupların menfaatlerini gözetmek, halkın güvenini sarsar ve demokratik yapının zayıflamasına neden olur. Ki bu da ülkede yaşanıyor.
Bu nedenle, vekillerin sürekli olarak halkın sesi olmayı hedeflemesi, toplumun ihtiyaçlarına duyarlı bir şekilde yaklaşması gerekir.
Vekillik işte budur!
Sonuç olarak bir vekil, halkın vekili olduğunu unutmamalıdır.
Vekiller, belli kişilerin ya da partililerini değil, temsil ettikleri halkın güvenini kazanmak ve bu güveni korumak için çalışmalı, adil, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışıyla hareket etmelidirler.
Ama ne acıdır ki böyle bir anlayış içerisinde hareket etmiyorlar!
YAZIYA YORUM KAT