Bu gün bir kez daha yıllardır yazdıklarımın da söylediklerimin da sular üstüne yazıldığını görmekten, hele hele ülkem bu duruma geldikten sonra görmekten derin bir acı içindeyim.

Son Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile birlikte başlayan doğrudan müdahaleler sonrası ülkede yaşananları birlikte yaşamaktayız.

Önce UBP kurultayı ile başlayan karışmacılık hükümet hatta Bakan atamalarına kadar sürdürülmüştür.

Hangi ülkede %60 kusur oy ile seçilen bir Parti başkanlığının önce kabinsine yapılan müdahaleler sonucunda ta ki istediklerini elde edinceye kadar yani sen kenara çekil Başbakan olamazsın noktasına gelininceye kadar müdahale edilmştir.

Bütün bunları sineye çekip her müdahaleye evet diyen bir güruh ile karşı karşıyayız. Öyle uygun görüldü diye Bakanlıktan azledilenler mi? Kenara çekil sen Başbakan olamazsın denen Parti Başkanı mı? İstifa edip iki saat sonra geri aldım diyen vekil mi?

Bunlar mı bizim layık olduğumuz yönetim?

Bir taraftan ‘’İki devletli’’ çözüm isterken diğer taraftan ‘Devlet değil kapı kulluğu yapmak mı bizi egemenliğe ulaştıracak?

Bütün bunlar yaşanırken bu gün yapılan eylemler bize artık toplumun ikiye değil 4’e bölündüğünü net olarak gösteriştir.

1-   Emredin yapalım diyenler

2-   Onlar başaramaz biz yaparız diyenler.(1993)

3-   Bu memleket bizi biz yöneteceğiz diye birlikte hareket etmeyi kısmen başarmış olanlar.

4-   Üçüncü şıktaki düşüncenin net gerçekleşmesini bekleyenler.

İşte bu gün yaşananların temeli, İçeride emret yapalım diyenler, İçeride ve dışarıda biz büyüğüz biz yaparız diye Mecliste oluşacak hükümeti yüzleri Meclise dönük protesto edenler.

Kısmen birlikte hareket edip yüzlerini Elçiliğe dönüp ‘’Her türlü işgale son’’diye Tüm bu müdahalelere karşı duranlar.

Şimdi o ikinci görüşü savunanlara soruyorum. Mesele meclis mi yoksa oraya müdahale edenler mi? O arkamızı döndüğünüz kişiler ile ortak mücadeleniz yok mu? Attığınız ‘’Birlik mücadele dayanışma ‘’sloganı sadece Mecliste olabilmenin sloganı mı? Sokakta da birlikte da birlikte olalım derken o sırtınızı döndüğünüz kitle bu mücadelenizin dışında mı? Bu davranışınız da bölücülük değil mi?

Gelin bu EGO kelimesini ortadan kaldırın bu gün hem Mecliste hem de size arkasını dönenlere karşı birlikte hareket edebileceğinizi halka açıkça gösterin, Gösterin ki halk sizin arkanızda saf tutarken o bu gün size arkalarını dönenler da yüzlerini size dönsünler.

İş işten geçmeden şimdi birlik zamanıdır.’’Birlik mücadele dayanışma’’işte o zaman hayat bulur.