• Başarılı Ayrılık ;

Ayrılıklar sırasında ayrılığı daha zorlaştıran düşüncelerimiz  ve davranış alışkanlıklarımız var. Bu da ayrılığın acısını arttırıyor, sürdürüyor. Düşünceler kadar ayrılık sırasında ayrılıkla nasıl baş ettiğimizde önemli. Ayrıldıktan sonra bizde herhangi bir şekilde işlev kaybına yol açmayan ayrılık başarılı ayrılıktır. Eğer ayrılıkla ilgili şemalarımız tetiklenmediyse bu başarılı bir ayrılıktır. Daha çok terk edilen tarafta sorun olur. Ayrılmak isteyenlerle ilgilide sorun yaşanabilir. Ayrılamama, ayrılığın kendisine acı vermesi, karşı tarafı üzme kaygısı sorunlara yol açar.

• Yanlış Limana Bağlanmış olabilirmiyiz?

Her ilişki sonsuza dek sürmeyebilir, ilişki bazen çıkmaza sürüklenebilir, yanlış noktadayızdır. Ona verecek hazır bir cevap yok aslında. Ama genellikle iki insan bir insandan daha fazla mutlu olmak için bir araya gelir. Fakat iki kişiyken tek başımıza olduğumuzdan daha mutsuz oluyorsak bu önemli bir kriterdir. Karşılıklı sözlerin tutulmaması gibi çok önemli bir kritere önem vermek gerekebilir. Bir taraf beklentileri karşılamıyorsa, karşılıklı anlaşılan kriterlerde üzerine düşeni yerine getirmiyorsa, ilişkiler çıkmaz sokağa sapar.

• Batmış Bir Yatırım :

Bu kavram bazı ilişkilerde çok önemli bir anlam kazanır. Özellikle de bitme döneminde. Yani  ben şimdi 5 yılımı yatırdım, 10 yılımı yatırdım, 15 yılımı yatırdım. Tam ben ayrılırım, benim bunca yıl uğraştığım şeyin üzerine birisi konar deyip bir 10,20 yıl daha yatırıyoruz dolayısıyla bu batmış kavramında kişi ‘elimden geleni yaptım mı acaba, yapılacak bir şeyler varmıydı?’ sorusuna takılır kalır. Bu bir kısır döngü haline gelir ve süreç iyice uzar. Nerede çıkabileceğimizi, nerede ‘artık benden çıksın’ diyebileceğimizi iyice öğrenmek gerekli. Zararın neresinden dönülürse kardır. Obsesifliğin lüzumu yok. Biraz daha uzatalım o zaman, ana ihtiyaçlarım karşılanmıyor, sevildiğimi,sayıldığımı, güvende olduğumu hissetmiyorum ama hala devam ediyorum. Dur! Diyebilmek sağlıklı bir davranıştır. Batık bir yatırım korkusu yersizdir. Onun komşusu vicdandır. Karşı tarafın tepkisinden ve üzüntüsünden korkmak bizi vicdanımızla yaralar buda gereksiz yere ilişkiyi uzatabilir. Bazen karşımızdaki kişinin üzüleceği seviyeyi gözümü de çok büyütürüz. Bu kendini feda etme şemasıdır. Bu şekilde ilişki tatsız,tuzsuz bir yemeği yemek halinde sürer değil süner gider.

• Ayrılma kararını veren o olsun:

Bazısı da böyle durumlarda ‘o ayrılsın!’ der. Yani sorumluluk almayıp, ‘o neden oldu, ondan çıktı karar’ demek gibi. Kendinden soğutma isteği de buna dahildir. Veya : ‘Ayrılırsak üzülür, ayrılırsak biter, terk edemem, terk etmiş olamam, ya da çocuğumuz çok üzülür, çocuğumuz çok etkilenir. Bu yüzden bunu ona yapamam. Bu yüzden kocamdan/karımdan ayrılamam’ gibi yaklaşımlara da rastlanır. Birinin ayrılmasını beklemek, ilişkiyi hapishaneye çevirebilir.

• Elalem Ne Der ?

‘Çok uzun bir ilişkiydi ve bitti. Beceremedim. Elalem ne der?’ Başarısızlık korkusu! Bu durumda, bu tür sorular ve korkular zihnimizi meşgul edebilir. İlişkiyi yürütememiş olmak özellikle uzun vakit geçtiyse, imaj olarak korkutucu gelebilir. Özellikle kadınlarda rastlanan bir korkudur. Ne denir? ‘’Yuvayı diş kuş yapar,dişi kuş kurar, dişi kuş bozmaz. Ama yuva dişi kuşun başına yıkılır.’’ Unutmayın siz ne yaparsanız yapın elalem hep konuşacak ve siz ne yaparsanız yapın susmayacaklar. Elalem için değil kendiniz için yaşayın.

İlişkiye başlarken türlü heyecanlarla bir yola çıkarız, bazen bu yol mutlulukla devam ederken bazense hüzünle bitişe varır. Ne olursa olsun yola her daim devam etmemiz gerektiğini, bu yolun bize türlü güzellikler sunacağını, umudumuzu hiç kaybetmememiz gerektiğini üstüne basarak söylemeliyim. Yolun bazen çiçeklerle, bazense taşlarla dolup taşacak. Önemli olan asla mücadeleyi bırakmayıp, olduğun yerde saymak yerine ilerleyerek yola devam etmek. Hadi durma hayatın bunu sonuna kadar hak ediyor...