Bizler böyle mi olacaktık?
1974 tarihinden sonra Kıbrıs Türk halkı olarak ne hale geldik değil mi?
Yaratılan ganimet düzeni bizleri öyle bir hale getirdi ki.
Dünyada eşi ve benzeri yoktur bir daha bizler gibi.
Ah bu ganimet ah!
Hazıra konma!
Ye babam ye!
Öyle bir cumhuriyet burası işte.
Ve, bu cumhuriyetin ise milli günleri var hem de inanılmaz miktarda.
Kutlamalar, şenlikler, bitmez buralarda.
Yemeli içmeli kutlamalar bitmez tükenmez hiç bir zaman.
Bu millî günler iyi ki varda tanımış oluruz insanları.
Ve bu millî günler sayesinde kimin ne olduğu ortaya çıkmış olur.
Çok iyi tanıma fırsatı yaratmış oluyor bizlere bu millî günler insanları.
Özellikle de 20 Temmuz!
Evet bu yıl daha da bir yalakalık yapılmış oldu bu törende.
Ne acıdır ki kendi evimizin efendisine olacağımız yerde, bakıyorum da her bir makam sahibi kişiler yalakalık yapmaya ve Türkiye'nin gözüne girmek için âdeta yarışmış oldular.
Kim daha çok Türkiye yanlısı, kim daha çok Erdoğan yanlısı olur dediler.
Bu 20 Temmuz kutlamaları her şeyi bu şekilde gözler önüne sermiş oluyor.
KKTC devletinin en küçük makamdan tutunda en büyük makamına kadar bu şekilde yalakalık yapılmış oluyor o analarına.
Yalakalık da ne yalakalık, böyle bir yalakalığı ben ilk defa bu kez bu kadar çok görmüş oluyorum bu efendiler tarafından.
Sanki de buranın ev sahibi biziz ve bizler bu şekilde dıştan gelen misafiri ağırlaşmış oluyoruz.
Amma gabak kesiyorlar.
Bilmeyen inanacak buranın ev sahibi biz kıbrıslı Türkleriz diye.
Oysa bizler buranın misafiri konumundayız.
Bizler buraya gelen evin sahibine hesap veren misafiriyiz işte.
Bu 20 Temmuz'da, sözde hükümet edenler protokolü imzalayıp para koparmanın peşinde ve gerçek bir Türk’üm gösterisi içindeydi.
Sözde hükümet edenler, Türkiye’den gelen devlet yetkililerine yalakalığın en daniskasını yapanlardır.
Bizler böyle mi olacaktık?
Yakışır mı bizlere bunlar?
Sözde bizi idare ediyorlar.
Sözde bizlerin yöneticileridirler.
En küçüğünden en büyük devlet idarecisine kadar hepside yarıştı yalakalık için analarına.
Cumhurbaşkanı’ndan tutun da, Başbakan’ına ve Bakanlarına kadar hepsi yarış içinde oldular.
Bunların yanında birçok işadamımız da ayni şekilde!
Onlarda bu şekilde Türkiye’den gelen devlet yetkililerinin gözüne girmek ve şirin görünmek için konuşmalar yapmış oldular.
Evet ne acıdır ki toplum olarak biz kaybediyoruz, ama onlar hep kazanıyor.
20 Temmuz, Barış ve Özgürlük Bayramıdır diyorlar.
Onlar için 20 Temmuz barış ve özgürlük bayramı sayılabilir.
Kıbrıslı Türk için öyle bir durum söz konusu değildir!
YAZIYA YORUM KAT