Ülke her şeyi ile çok kötü bir hale gelmiş bulunmaktadır.

Şöyle her karış toprağını gezdiğim zaman burası gerçekten benim ülkem midir diye düşünüyorum. Gerçekten de yabancı bir hal almıştır benim ülkem! O sokaklar, artık bizi göstermiyor. Bizi yaşatmıyor. Bize gerçekten de çok uzak bir ülkedir artık burası!

Bizleri bardırmıyor.

Her türlü işlerin hal aldığı ülke, benim nasıl ülkem olsun ki?

Olmaz, olamaz.

Kapıları açmayın.

Her geleni buraya sokmayın.

Sonra başımız kötü ağrıyacaktır dediğimiz zaman adamlar dikkate almadılar.

Ve Kıbrısın Kuzeyi siyasiler tarafından sorma gir hanına dönüverdi.

Gelen tüm hükümet edenler kapıları han kapısı gibi açmış oldular.

Gelin girin dediler.

Zaten kardeşiz.

Et ve tırnak gibiyiz dediler.

Sırf koltuk kazanmak adına burayı bu şekilde gelenlere teslim etmiş oldular.

Cinayetler...

Hırsızlıklar...

Tecavüz olayları...

Bunların yaşanmadığı ülkemizde ne acıdır ki yaşanmış oldu ve halen daha yaşanıyor.

Kapılar açık uyurduk geçmişte...

Pencereler açık...

Hiçbir kimse birinin evine girip de ne tecavüz, ne de hırsızlık bilmezdi. Çünkü temiz bir toplum halimiz vardı. Bir birimizi sevip sayardık. Hele de bu temiz yanımız, dükkan açık kaldığı zaman kimsecikler tarafından dokunulmazdı bile! Oysa 1974'ten hemen sonra kilit üstüne kilit koysak da yine fayda görmedi. Çünkü her türlü pisliğin buraya akmasıyla bunlar yaşanmış oldu. Kaç yaşındaki yaşlı kadınlarımıza tecavüz edildi değil mi?

Yine kendi öz çocuğuna tecavüz ve öldürmek yaşandı.

Bakınız ülkeye dilenciler bile kol geziyor. Ve burayı idare edenler cebinde bir kuruşu olmayan bu insanları halen daha ülkeye sokabiliyor. Katili burada yer alıyor. Hırsızı burada barınıyor. Ondan sonrada ülkede can güvenliği, namus ve mal güvenliği pek tabii ki de gider. Bunlar ne polisin gücü yeter, ne de her hangi bir şeyin. Kardeşim içeriye anlayacaksın. Kardeşmişiz. Ne kardeşi? Böyle kardeş mi olur? Ama bunu anlamıyor o sözde idareci olanlar. Onlar gelin girin diyorlar. Soyun, tecavüz edin. Ve bu insanlar et ve tırnak olacak bizlere! Seçilen tüm hükümet edenler öyle diye diye bugün bu hallere getirdiler Kıbrısın kuzeyini ve insanımızı!

Devamlı söyleriz Rumun yapmadıklarını bunlar bizlere yapıyor.

Yalan mı?

Hiç de değil!

Hiç unutmam hırsızlık olayları için Rauf Raif Denktaş, evinize köpek alın demişti. 

Korunmak adına, önlem adına böyle bir şey söylemişti. Yani çare bu muydu? Önlem bu mu olurdu? Hayır! Çare han kapısının kapısı kapanmalıydı. Ama kim dinler, kim anlar ki! Denktaş, zaten Türkün Türkten dostu olamaz demişti de gördük değil mi bu dostluğu? Bekçi diye köpeklere kadar tecavüz yaşadık toplum olarak ve hiç güvenlik yanımız artık kalmamış olmuştu. 

Gelenler hep burayı han kapısı olarak tuttular. Gelin girin ve becerin dediler.

Geçen gün güpe gündüz üç kişi maskeli halde soygun gerçekleştiriyor. Ellerinde çekiş ile sadırarak market müdürün elindeki çantasını alıp kaçıyorlar. Tıpkı Türkiye de her gün yaşanan olaylar gibi bugün ülkemizde de yaşanmaya başlanmıştır. Ne demişlerdi zamanında TC yetkilileri: "Bizlerde ne varsa sizler de de onlar olacaktır."

Evet, bugün bir farkımız yok, herşey burada mevcut hale gelmiştir 

Boşuna demediler bizlerde ne varsa sizlerde de olacak diye!