Bu mücadele bizlerin varolma mücadelesidir!
Kıbrıs’ta yaşanan toplumsal değişim ve gerici akımlar, şüphesiz ki halkın önemli bir kesimini derinden etkilemektedir. Özellikle laik, demokratik değerlere sahip çıkan bireyler için bu durum endişe vericidir.
Toplumumuz, tarih boyunca Atatürk'ün ilke ve devrimlerini benimsemiş, bağımsız bir yargı ve adalet sistemine sahip olma mücadelesi vermiştir. Ancak, günümüzde bazı din tüccarları ve yobaz zihniyetler, Ortaçağ anlayışını modern Kıbrıs’a taşımak için çeşitli stratejiler geliştirmektedir.
Bu süreç, ülkenin kültürel ve toplumsal dokusunu tehdit eden bir kuşatma olarak algılanmaktadır. Özellikle çocukların eğitim sistemine yönelik saldırılar, bireylerin düşünce özgürlüğünü ve toplumsal çeşitliliği hedef alarak, kisve altında toplumu bölme ve yönetme planlarının başlangıcını işaret ediyor. Eğitimin bir araç olarak kullanılması, genç nesillerin dünya görüşünü şekillendirme üzerindeki tecavüzdür ve bu durum asıl hedef olan laik yaşam tarzını yok etme arzusunun bir parçasıdır.
Böylesi bir ortamda, toplumumuzun tüm kesimlerinin birleşmesi son derece önemlidir. Demokrasi, hak, hukuk, adalet, bağımsız yargı, laik ve sosyal hukuk devleti gibi temel değerlerimizi savunmak için bir araya gelmeliyiz.
Atalarımızın bizlere bıraktığı miras, var olma ve yurda sahip çıkma mücadelesidir. Bu mücadele, sadece sembolik değildir; aksine, toplumun geleceği açısından hayati bir öneme sahiptir.
Kıbrıs Türk kültürü, kendine özgü inançları, gelenekleri ve yaşam biçimi ile çağdaş bir toplum yaratma hedefine sahiptir. Fakat, dış etkenlerle ve yerel yandaşlarla birlikte gerici düşünceler toplum üzerinde etkili olmaya başladığında, bu kültürün varlığı tehdit altına girmektedir.
Şeriate ve benzeri gerici uygulamalara geçiş, yalnızca fiziksel bir kavramın kaybı değil, aynı zamanda zihinlerimizi, değerlerimizi ve kimliğimizi tehdit eden bir durumdur.
Geleceğimiz için moral bozan arkadaşlarımıza sesleniyorum: Atalarımızın verdikleri mücadeleye bir kez daha yönelerek, yaşam mücadelesinde ilerlemenin uygun yollarını bulmalıyız. Asıl tehdit içimizdedir ve onu yok etmek, birlik ve beraberlik içinde gerçekleşecektir.
Son mitinglerin fotoğraflarını tekrar gözden geçirerek, halkımızı satanları, çıkar peşinde koşanları ve din tüccarlarını unutmamalıyız. Bugün gereksinim duyduğumuz birliktelik, geçmişimize ve tarihimize saygı göstererek inşa edilecektir.
Sonuç olarak, bu süreçte, sadece belli başlı unsurlara karşı değil, tüm gerici ve baskıcı eğilimlere karşı durmak, halkımızın bağımsızlığını, kültürel varlığını ve çağdaş demokrasiyi sürdürmesi adına elzemdir. Birlikte, adil ve demokratik bir mücadelenin peşinde koşmalıyız; zira Kıbrıs Türk halkı var olma mücadelesini sürdürmekte ve bu mücadeledeki kararlılığı devam ettirmeye zorunludur.
YAZIYA YORUM KAT