Bu yarı bölünmüş ülkemin hiç bir şeyinde hayır bırakmadılar!
Evet.
Her şeyin adeta içine ettiler.
Yolsuzluklar, hırsızlıklar ve de arsızlıklar ayyuka çıkmıştır.
Ama kimin ne umurunda değil mi!
Ufak şeylere dokunurlar, ama büyük vurgunculara dokunmak yok!
Bu çirkef yatağında neler var neler.
Ne hale geldik, getirildik!
Her neyse.
Okulların durumuna bir bakalım.
Okullar öğrenciler için yeterli mi?
Öğretmenler için yeterli mi?
Gerçekten de bir eğitimin, olması gereken bir eğitimin, gereğini yerine getirmiş oluyorlar mı?
Tam gün eğitime hazır mı gerçekten okullar?
Alt yapı yeterli mi?
Öğretmen sayısı yeterli mi?
Hademe sayısı yeterli mi?
Konteyner sınıf yapmakla eğitimi ve gereklerini yerine getirdiğini mi zannediyor Eğitim Bakanı Çavuşoğlu?
Kesinlikle bu mümkün değildir!
Öğretmenlere bugün ders arasında oturup da dinlenecekleri yer dahi bırakılmadı!
Bırakılmadı, çünkü sınıf olarak o yerleri doldurdular. Kütüphane yerleri, fen ve teknoloji bölümleri de aynı şekilde sınıf yapılmıştır!
Peki bu şekilde nasıl bir eğitim olacak?
Sağlıklı bir eğitimden bahsetmek mümkün müdür?
Kesinlikle hayır!
Deney, test, yapılmadığında o öğrenciler yeterli bilgiyi kesinlikle almış sayılmayacaklar!
Fizik dersi olsun, kimya dersi olsun, ayrı laboratuvar sınıflar gerektiriyor. Bu sınıflar birçok okullarımızda varken ve hatta daha da ileriye kavuşturmak için bakanlığın gerekenleri yapması gerekirken, tam tersi bu bölümleri sınıf yapmaları eğitimin ne kadar da kötüye gideceği kesindir. Çünkü dediğim gibi birçok derslerimiz de pratik uygulama gerektiriyor. O yüzden o sınıfların olması ve derslerinde birçok deneylerle yapılarak öğrencilere sağlıklı şekilde verilmesi gerekir.
Bilgiye ulaşmak, bilgiyi kazanmak, sadece ve sadece anlatılmakla, kitaplardaki bilgileri almakla kesinlikle yeterli değildir ve olması da mümkün değildit! Bu işlerde deneyler, bu işlerde uygulamalar gereklidir ve de olması gerekenlerdir. O yüzden bunları çözmeden kesinlikle devlet okullarında eğitimin sağlıklı bir şekilde yerine girmeyeceği kesindir. Yetersizlikler içerisinde eğitimin mümkün olmayacağını sanırım eğitimden sorumlu bakan Çavuşoğlu artık anlaması gerekmektedir.
Okullarımızın ders yılına başlamadan önce yapılması gerekenleri süratle yerine getirmeyenler ve bunun yanında en acısı ülkeye çeşitli milletlerden nüfus aktarılmasıyla adeta okulların çökmesini yaratanlar yine bu düzenin yaratıcıları değil mi?
Bal gibi de onlardır!
Yani kurulu düzenin siyasileridir!
Ve bugün de kendilerinin yaratmış oldukları bu faturayı öğretmenlerimize çıkartmak istiyorlar!
Kendi çıkarları ve menfaatleri için ülkeye nüfusun her çeşidini boca edecekler ve ondan sonrada yetersiz sınıfları, öğretmenleri, hademeleri yaratacaklar!
Ve bunun da suçlusu öğretmenler olacak öyle mi?
Bunun suçluları onlardır!
Öğretmenlerimiz de zerre kadar suç yoktur, olamaz da!
Bundan sonra doğacak her türlü grevin sorumlusu ve suçlusu Eğitim Bakanı Çavuşoğlu ve UBP, DP, YDP koalisyon hükümeti olacaktır! bununda böyle bilinmesi gerekir diyorum!
YAZIYA YORUM KAT