Bakınız burada ayrı devlet ilan edildikten sonra yolsuzluk ne kadar da çok yapılmaya başlanmış oldu. 

Bu yolsuzlukların hesabı sorulacak denildi fakat o soracağız diyen gelenler de ayni şekilde yolsuzluk yapmaya devam ettiler.
Devlet bu yolsuzluklar karşısında şimdi ne halde değil mi?
Bitmiş, tükenmiş durumda.
Devlet, bu hale getirildi ve artık kimsenin devletine güven duymasını sakın beklemesin.
Hemen hemen tüm devleti idare eden yetkili makamlar; halkına güveni değil, güvensizliği vermiş durumdadır.
Burada adaletsizlikler kol geziyor ve bunlar da bilinen gerçekler, fakat bunlar karşısında hiç bir şey yapılmıyor. 

Gelince hesap soracağız diyenler, geldikleri zaman aynı dümen suyunda gemiyi götürüyorlar.
O seçilen ve seçildikten sonra da kurulan hükümet'te bakan olan birçok seçilmişler gibi artık neleri götüren, zengin olan bir bakan olduklarını, toplum olarak görmüş olduk ve oluyoruz da!
Tepeden başlar bu yeme işleri.
Ardından onun yanında müsteşarı, müdürü de aynı şekilde yemeye götürmeye devam edilmiş olur.
Zaten kurulan bir hükümet, kim hangi bakan olacaksa ve ona bağlı çalışacağı müsteşarı olsun müdürü olsun çok iyi seçili ki birlikte bu işi götürebilsinler. Yani temiz, yemeyen birisi, yemek için kazanıp da köşe olmak isteyen temiz dürüst kişiyi neden yanına alsın ki bir bakan. 

Íşine çomak mı soksun?

Olmaz değil mi? 

Bu yüzden götürecek birilerini alır yanına ki götürmesi kolay olsun.
Hele de o büyük ihale işleri olsun, nasılda da yemesini bilirler değil mi? Nasılda bu yolla köşe olan o kadar gelmiş geçmiş seçilmişler olmuştur. 
Hele de bu seçilmişler içerisinde yer alan öyle kişiler oldu ki seçilmeden, bakan olmadan önce bankalar tarafından çek yasağına alındılar, ama seçildikleri ve bakan oldukları gün ise bankalarda paraları yer alıyor, hem de öyle ya da böyle bir para değil bunlar.
Bu ülkeyi, bu ülkede yaşayan insanları yiyip, çalıp çırpan bu seçilmiş siyasiler ve bakan, başbakan hatta cumhurbaşkanı olanlar değil mi?
Maalesef öyle!
Yine bu makam sahibi olanlar; o makamın vermiş olduğu güç ile kendisine, eşine, çocuklarına mallar, araziler alarak bu şekilde devleti ve milleti çalmadılar mı? 
Bunu yapanlara ne yapıldı?
Hesap sorulmadı bile.
Hatta o kadar ileriye gidildi ki onlara itibarlı insan gözü ile hep bakılmış olundu.
Neler dönmedi ki bu hükümet edenler tarafından!
Para transfer edenlerden tutun da kaçakçılık yapan bakanlara kadar hep yolsuzluk hırsızlık yapılmadı mı?
Adam bakan olur, şirketini ihya eder.
Adam bakan olur oğlunun şirketi batarken bir bakarsınız şirketi dimdik ayakta durur.
Ìşte tüm bunlar ve daha birçok yazmadıklarım 1974 sonrası yaşanmaya başlayan ve halen daha devam eden gerçeklerdir.
Yani öyle bir düzen yarattılar ki her şeyi ile kokuşmuş bir yapı vardır.
Bu yapıyı defalarca yazdım, yaratan Denktaş ve onun kurduğu UBP olmuştur diye.
Ve, bu yapının üzerine gideceğiz diyenleri de gördük. O diyenler; düzeni de o yolsuzlukları kollamış oldular.
Yani her hükümet kim olduysa, bu şekilde çalmaya götürmeye hep devam dediler.
Şimdi bu çalmanın anası olan UBP ile DP ve YDP var.
Hükümet oluyorlar.
Ne olacak?
Bu işlere son mu diyecekler?
Çok bekleriz bunları çok.
Aha buraya yazıyorum.
Devam çalmaya, yutmaya diyecekler.