Çirkef yatağında gülistanlık olur mu?
Uzun bir süredir Güzelyurt bölgesinde yer alan arıtma tesisi arızalı ve bütün kirli sular, lağım suları, Güzelyurt deresi ile Yayla dersine akıp duruyor. Bu şekilde akan bu pis atık sular yer altına zarar verdiği, bunun yanında yer altındaki temiz suların da bu şekilde kirleneceği de bir gerçektir. Bunun bu şekilde devam etmesi yakışır mı bu çevreye? Bu çevre insanı pisliğin aktığı o kokudan nasıl rahatsız olmasın. Hayvancı bunun yanında akan pis atık sular nedeniyle hayvanlarını otlatırken, doğal olarak bu hayvanlar yedikleri otlar sayesinde telef olup gidecekler. Bu şekilde pis suyun getirdiği çevre kirlenmesinin yanında her türlü hastalığında ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Hayvan üreticisi, çiftçisi, nasıl sağlıklı ürün ve hayvan besleyecek?
Bu şekilde mümkün değildir.
Adeta pisliğin aktığı bir yerde sağlıklı hiç bir şey mümkün değildir ortaya çıksın.
Akan pis lağım suyu temiz suyu da kirletmiş olacaktır. Kirlenen suyu içen hayvanlarda zehirlenip ölecektir. Bu kadar büyük zararın, felaketin, doğacağını belediye başkanı Özçınar hesaplayamaz mı?
Başkan bu konuda ne yapıyor?
Arızanın giderilmesi için neden harekete geçmiyor?
Belediyecilik, temizlik ve de sağlık demektir. Ama bakıyoruz da bir ilgisizlik ve de aksın ne olacak mantığı ile hem başkan, hem de meclis üyeleri gayet çok rahat hareket ediyorlar.
Bu olacak iş mi?
Cihazın tamiri yapılması bu kadar zor mı?
Hayati konu olan bu işin üzerine öncelik verilmesi gerekmez mi?
Aksın, gitsin pislik, oh ne âlâ!
Böyle yerel yönetim mi olur?
Bu konuda uzmanların bile konuşmalarına dikkat etmeyen bir başkan var karşımızda.
Uzmanlar, suya karışmış lağım suyunun, doğada kullanılması durumunda toprak ürünlerine kimyasal madde olarak geri dönebileceğini söylüyor, lağım sularının temizlenememesi halinde yeraltı su kaynaklarımıza ulaşabileceğini ve temiz kaynak suyunu kirletebileceğini belirtiyor. Lağım suyu karışmış dere suyunun tarımda kullanılması halinde ürünlerde kimyasallaşma riski olduğuna dikkat çeken uzmanlar, toprağın kurumasına, arazilerde de zarara sebep olabileceğini söylerken, başkan ne yapıyor?
Arızalı arıtma cihazını tamir etmek bu kadar zor bir şey mi?
Ha şayet paran yoksa çıkarsın ilgili bakanlığa derdini anlatırsın.
Şu şu sorun var ve bu sorunu gidermek için para gereklidir der ve çare aramaya koyulursun.
Ama hiç bir şey yapılmayacak ve arıtma cihazı bu şekilde uzun bir süre çalışmayıp pis lağım suları her tarafa yayılmış olacak.
Bu şekilde Belediyecilik olmaz.
Bu şekilde hizmet mi olur?
Peki bu konuda çevre dairesi ne yaptı?
O da bu pisliğin akmasını sadece seyretti.
Böyle iş mi olur?
Kes cezayı belediye başkanına.
Bakalım o zaman ne yapacak.
Çevre dairesinin bunu yapmaya yasal hakkı zaten vardır.
Ama maalesef o da pisliğin akmasına ortak oluyor.
Ne bir bakanlık, ne de başbakanlık bu işe bakmıyor.
Kimse sesini ve de soluğunu çıkarmıyor.
Bu mudur ülke, insan, doğa, aşkı ve sevgisi.
Böyle bir şeyi nasıl kabul ederler.
Bir söz vardı Arif Hasan Tahsin hocanın sürekli dile getirdiği.
Her yazısında da yazar dururdu.
"Çirkef yatağında güllük gülistanlık olmaz" diye.
Yani durumumuz da tam bu şekildedir.
Bu çirkef yatağından ne bekleyeceğiz ki!
YAZIYA YORUM KAT