DAÜ DR. Fazil Küçük Tip Fakültesi Öğretim Üyesi Coronavirüs Hakkinda Açiklamalarda Bulundu
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mümtaz Güran, Çin’in Wuhan şehrinde başlayan Koronavirüs (coronavirüs 2019-nCoV) hakkkında açıklamalarda bulundu.
Yrd. Doç. Dr. Güran yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Coronavirüs nedir?
Coronavirüs aslında varlığı bilinen bir virüstür. Ancak bu yıl Çin`de bu virüsün yeni bir tipi (Coronavirus 2019-nCoV) görülmüştür ve salgın tehlikesi yaratan bu yeni virüs tipidir.
Yeni Coronavirüs`ün mikrobiyolojisi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Coronavirüsler aslında büyük bir virüs ailesidir ve genellikle insanda solunum yolu veya hayvanlarda sindirim sistemi enfeksiyonlarına yol açabilirler. Daha önce 2002 yılında “Severe acute respiratory syndrome” (SARS) ve 2012 yılında Middle East respiratory syndrome (MERS) isimleriyle salgınlara yol açan yine Coronavirüs tipleri idi. Taç’a benzer bir şekli olan virüs ancak elektron mikroskobu ile görülebilecek kadar küçük ve yapısal olarak bir RNA molekülü ile bunu çevreleyen zarf denilen bir yapıdan oluşmaktadır.
Yeni Coronavirüs nasıl ortaya çıkmıştır? Neden önemlidir?
Çin’in Wuhan şehrinde Aralık 2019 başında yeni bir koronavirüs (coronavirus 2019-nCoV)’ün neden olduğu solunum yolu enfeksiyonu olguları bildirilmiştir. Bu virüs ile ilişkili enfeksiyonların bir salgın halini aldığı görülmektedir. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) kontrol önlemlerinde uyarı düzeyini 3’e yükseltmiştir. Çin’de tespit edilen 2019-nCoV, insanda ilk kez tanımlanan yeni bir Koronavirüstür. İnsanda yeni bir virüs ile ilk kez ortaya çıkan salgınlar toplum sağlığı yönünden kritik önem taşımaktadır. Çünkü tam olarak tanımadığımız bu yeni virüsler toplum sağlığı için bir tehdit oluşturmaktadır. Söz konusu 2019-nCoV enfeksiyonlarının insandan insana bulaştığı halihazırda doğrulanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Avrupa Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (ECDC) ve benzeri uluslararası kuruluşlar tarafından global bir salgının olası olduğuna dair uyarılar yapılmaktadır. Dolayısı ile bu virüsün dünyada tıpkı daha önce SARS ve MERS virüslerinde olduğu gibi bir salgın oluşturma potansiyeli bulunmakta bu da bu durumun önemini ortaya koymaktadır. Şu an için ülkemizde bir vaka bulunmamakta ancak bu gelecekte bulunmayacağı anlamına gelmemektedir. ECDC yayınladığı raporda hastalığın bizim de içinde bulunduğumuz Avrupa coğrafyasına yayılma potansiyeli olduğunu bildirmiştir. Bu yüzden virüse karşı gerekli önlemlerin alınması ve olası bir olguya karşı toplumsal anlamda hazırlıklı bulunmamız önemlidir. Bireysel anlamda ise çeşitli konudan uzak kaynaklar yerine WHO gibi güvenilir kurumlar aracılığı ile bilgi edinmek ve hastalığa karşı farkındalık geliştirmek önemlidir.
Şu anda toplum sağlığını tehdit edecek bir durum var mı? Alınan önlemler yeterli mi?
Dünya genelinde WHO verilerine göre bugüne kadar doğrulanmış olgu sayısı toplam 2798’dir. Hastalığın ortaya çıktığı Çin` e bakıldığında bugün itibari ile doğrulanmış vaka sayısı 2741 şüpheli vaka sayısı 5794 olarak bildirilmiştir. Aynı zamanda bu virüs nedeni ile Çin `de 80 kişi hayatını kaybetmiştir. Çin`in dışında 37 vaka bildirilmiş ve virüsün yayıldığı 11 farklı ülke olduğu görülmektedir. Kıbrıs`ta şu anda toplum sağlığını doğrudan tehdit eden bir unsur yoktur ancak söz konusu virüs tüm dünyada kontrolü için yoğun çaba sarf edilen ve salgın potansiyeli olan bir virüstür. Bu nedenle ülkesel olarak çeşitli tedbirlerin alınması önemlidir. Şüpheli bir hastanın nasıl yönetileceği, riskli bölgelere seyahat öyküsü bulunanların nasıl izleneceği konusunda hali hazırda WHO, CDC gibi kurumlar yönergeler yayınlamaktadır. Ülkesel olarak bu yönergeleri takip edip uygulamaya dökülmesi noktasında ve hastalığın tanısının koyulabileceği laboratuvar altyapısının oluşturulması noktasında hazırlıklı olunması gereklidir.
Virüs nasıl bulaşır? Hastalığın belirtileri nelerdir? Ne gibi önlemler alınmalıdır?
Coronavirüsler aslında hayvanlardan insana bulaştığı bilinen virüslerdir. Ancak yeni 2019-nCoV insandan insana bulaşabildiği bildirilmiştir. İnsandan insana bulaşın mekanizması tam olarak bilinmese de esas yolun gribe benzer şekilde öksürük, hapşırma sonrası havaya yayılan virüs yüklü damlacıklarla olduğu düşünülmektedir. WHO verilerine göre bulaştan sonra belirli bir kuluçka döneminden sonra yüksek ateş, öksürük ve nefes darlığı ile hastalık kendini göstermektedir. Enfeksiyonun özel bir tedavisi veya koruyucu aşısı henüz yoktur bu nedenle su ve sabunla ellerin sık sık yıkanması, öksürürken ve hapşırırken ağız ve burunun tercihen mendil ile veya kol yeni ile kapatılması ayrıca ağır hasta görünen kişilerden, kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca uzak durulması hastalıktan korunmak için önemlidir. Özellikle son 2 haftalık dönemde Çin`e veya Wuhan`a seyahat etmiş ve hastalığa dair belirtileri bulunduğunu bildiğimiz kişilerle mümkün olduğu kadar yakın temastan kaçınmak, hastalığın görüldüğü bilinen coğrafyalara mümkünse seyahat etmekten kaçınmak hastalıktan korunma için diğer uygulanabilecek önlemlerdir”.
HABERE YORUM KAT