Bu bağlamda DAÜ, Vasıf Kortun’un “Üniversitelerimizin Müzesi / Üniversite Müzeleri” başlıklı söyleşisinin ardından, 1944 Luricina doğumlu Güney Güzelgün’ün desen sergisi ile etkinliklerini çeşitlendiriyor. DAÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam tarafından 6 Ocak 2020 Pazartesi günü, saat 18:30’da, Rüstem Kitabevi’nde açılacak olan sergi, 31 Ocak 2020 tarihine kadar Pazar günleri hariç 10:00 – 19:00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Sergi Küratörlüğü’nü DAÜ Sanat Koordinatörü Zehra Şonya’nın yapacağı sergide, 140’a yakın desen yer alıyor.

“Güzelgün’ün Üç Farklı Sergisi İçin Çalışıyoruz”

Konuya ilişkin DAÜ Sanat Koordinatörü Zehra Şonya tarafından yapılan açıklamada, Rüstem Kitabevi ile yapılan protokolde sanat ortamında yer edinmeyen, bilinmeyen veya hakkında kaynak sıkıntısı çekilen sanatçılarla veya konularla ilgilenmeyi önemsediklerini ifade etti. Bu bağlamda gizlide kalan değerlerin açığa çıkarılması ve sanat tarihine not düşülmesi için çalışıldığının altını çizen Şonya, 2020’de, hiç kişisel sergi açmamış olan Günay Güzelgün’ün üç farklı sergisi için çalışıldığını belirti. Sanatçıların desen defterlerinin, nihai sonuç olarak önümüze konulan eserlere giden süreci yansıttığını ifade eden Şonya, “Diğer yandan desenlerin, sanatçıların araştırma inceleme süreçlerini içerdiği gibi, bir olayı veya olguyu ele alış biçimlerini ve bunları geliştirme, döndürme süreçlerini görünür kılar. Sanatçıların düşüncelerini somutlaştırmaları ve algılanır bir düzeleme taşımaları yine desenler aracılığı ile mümkün olur” şeklinde konuştu.

“Heyecan Verici Ve Öğretici”

Sanatçıların, bazen de soyut bir çizgiden veya anlamsız karalamalardan duyumsadıklarını somutlaştırdıklarına ve kavramsallaştırdıklarına tanıklık ettiğimizi belirten Şonya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çoğu sanatçı için bir günlük veya not düşme yöntemine de dönüşen desenlerin incelenmesi ve sürecinin takip edilmesi nihai sonuçtan, yani önümüze konulan eserden daha heyecan verici ve öğretici olabilmektedir. Sürecin sanat algılayıcısı açısından da daha iyi okunabilmesi için tersten giden bir sergileme mantığı tercih edilmiş, meraklı ve dikkatli izleyicilerin süreci yaşayabilmesi ve keşfedebilmesi önemsenmiştir. Bu nedenle Güzelgün’ün bilinen ve takdir gören nihai eserleri en son sergiye bırakılmıştır. Şüphesiz, desenlerinden oluşan ilk sergide, bu eserlerin araştırma ve oluşma süreçleri izlenebilecektir. Mart ayında açılması planlanan pastel ve suluboya ağırlıklı ikinci sergide desen çalışmalarının renkle buluşması, renk üzerine yapılan denemeleri ve desenlerin nihai sonuca doğru ilerlemesi daha net izlenir olacaktır.”