1. YAZARLAR

  2. Psikolog Nezda ESEN

  3. Deprem Psikolojisi ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Psikolog Nezda ESEN

Psikolog Nezda ESEN

Yazarın Tüm Yazıları >

Deprem Psikolojisi ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu

A+A-

Toplumlar içerisinde doğal afetler her şekilde bireyler için her zaman zorlu bir yaşam mücadelesi vermekle beraber kendisi ile birçok kaybı, acıyı yaşatmıştır. Yaşanılan afetler sonucunda zararın en iyi şekilde yönetilmesi etki üzerinde bırakan birçok şeyin hafifletilmesinde önemli bir payı vardır. Doğal afetler arasında depremin insanlar üzerine birçok etkisi olmuştur. Bu etkiler gerek maddi gerekse manevi boyutta olmakla beraber birçok kayba ve beraberinde getirdi psikolojik süreçlerde bulunmaktadır.

Beklenmedik şekilde ansızın gerçekleşen bir doğal afetlerden deprem karşısında insan beyni olay karşısında iki biçimde tepki gösterir. Birinci olarak baktığımızda kişi olay anında yaşanılan tehlikenin durum değerlendirmesini yaparken bir diğer tepkisi de kendi açısına göre tehditten nasıl koruna bileceği üzerinedir. Burada kişiye yaşatılan tehdit sonucu “ Savaş- Kaç “ tablosunu oluşturduğu anda tehditten sakınmak için kişinin somatik şekilde nefes alış verişlerinde ki soluğu, kalp ritimleri, bulunduğu şaşkınlık, bulantı, vücudunda bir takım kas hareketleri ile beraber uyuşmalar ortaya çıkabilmektedir. Yaşanılan tehdit sonucunda fizyolojik tepkiler ile ortadan kalktıktan sonra bireylerin bu sefer duygu düşünce evresinde yaşanılan bu zor süreç ile baş etme sorunları nükseder.

Depremi yaşamış bireylerin sonrasında psikolojik belirtiler, uyku sorunları, öfke, suçlama ve suçluluk duyguları, korku, duygusal dalgalanmalar ile karşılaşılabilir. Özellikle bireylerde deprem sonrasında yoğun şekilde uyku sorunları ve yaşanılan durumlar zihinlerinde sürekli şekilde canlanması ile beraber meydana gelebilmektedir.

Depremin gerçekleşmesinden sonra bireyler öncesinde hiçbir sorun yok iken dünyanın daha güvenilebilir bir yaşam biçiminden bakarken aniden beklenmedik şekilde yaşanılan deprem sonucunda hayal kırıklığı ile beraber negatif bir psikolojik süreç boyutuna çekmektedir. Geçmişteki anıların, yaşanılan yaşam standardı  ile depremin yarattığı maddi manevi zarar sonucu başka şekilde bir ruh haline bireyi etki altına alabilmektedir.

Yaşanılan ani depremler sonraki bireylerde birçok etki altı gözlemlenebilir. Bunun gibi yaşamsal faaliyeti ve bütünlüğü bozan olaylar travma olarak açıklanabilir. Deprem sonraki bireylerde dehşete kapılma, suçluluk duygusu, çaresizlik, utanç duyguları içinde tepkileri verdiği süreçte durumlar travmatik olaylar olarak adlandırılır. Travma kişiden kişiye değişkenlik gösterir ve herkeste aynı etkileri bırakmaz. Yaşanılan travmatik olaylar karşısında TSST ( Travma Sonrası Stres Bozukluğu ) ile de karşılaşılmaktadır.

Travma Sonrası Stres Bozukluğunda (TSSB) travmaya neden olan olayın tekrarlı şekilde zihinde ve uyku noktasında rüyalarda an be an yaşanarak canlanması, travmayı hatırlatacak etkenlerden sürekli bir kaçış eylemi, duygusal yakınmalar, hayata karşı umutsuzluk, uykusuzluk, huzursuz ruh halleri, öfke patlamaları özellikleri belirmektedir. Tanının konulabilmesi için bu semptomların bir aydan daha uzun zaman diliminde devam etmesiyle beraber sosyal yaşamında ve sorumluluklarında zarar verecek noktada bozulmalara neden olması kriteri vurgulanır.

Deprem olayının sonucunda psikolojik açıdan bireylerde yüksek oranda TSSB tanısı alan bireylerin beyin açısından depremin öncesinde kaydedilen görüntülemelerinde, “Anterior Cingulate Cortex” alanında normalin üstünden küçük olduğu görülmüştür. Anterior Cingulate Cortex duygular çizgisinde monitör etme ve kontrol hakimiyetinde bulunmak ile görevlidir.

Depremi yaşamış bireylere kişilik ve yaşam biçimlerine uygun niteliklerde travma ile başa çıkma süreçleri açısından destek verilmelidir. Deprem sonrası bireylere yapılacak olan psikolojik destek bireyin yaşamış olduğu ve duygularını serbest şekilde ifade edebilme imkanını sağlamasına izin verirken bedenen, zihnen ve bedensel rahatlamasına, yakınlarından destek istemesi için onlara cesaretlendirme eyleminde bulunma travmanın neden olabileceği duygusal problemler alanında yardımcı olabilecek bilgiler sunmak önemli psikolojik destek noktasıdır.

Depremi yaşamış bireylerde yapılan en büyük yaklaşım hatalarından biri ise konuşmaya zorlamaktır. Bireyler konuşmak istemediği anda buna katiyen zorlanılmamalıdır. Kendiliğinden talep ettiği anda duygularını ve yaşamış olduğu süreci paylaşabilme ve dile getirilmesini iletmek, kişilerin rahatlamasına aracı olacaktır. Bireyler aktarıma hazır oldukları duygusal anda yaşamış oldukları durumları değersizleştirme, yaşanılması gereken duyguları açığa vurmamaya teşvik edebilecek analizlerden uzak durulmalıdır.

TSSB neden olabileceği sebeplerden odaklanma ve dikkat süreci sorunları bireylerin kaza yapabilme, araba ve motorlu araç kullanmalarında, ocak üstü yemek pişirme eylemleri ve dikkatin hakimiyeti olan bütün eylemlere özen gösterilmesi vurgusu aktarılmalıdır. Nefes egzersizleri, rahatlatıcı müzikler, gevşeme çalışmaları depresyon ve anksiyete sürecini hafifletmede faydalı yöntemlerdir. Normalleşmeye başlanılması açısından rutin işleyişlere dönüş sağlayabilme evresi, günlük aktivitelere başlamak boşluk duygusu ve korkuyu azaltmada bir uğraş olarak etkili gidişat noktalarından biridir.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.