Devlet olmak..
Sn zamanlarda Kıbrıs konusunda iki Devletli çözüm üzerinde ısrarla bir direniş vardır.
Önceki Cumhurbaşkanı BM Güvenlik konseyinin benimsediği Türkiye ve Denktaş’ın önerdiği Federal Çözüm görüşmelerini yürütmekteydi.
Son Cumhurbaşkanı seçimleri öncesi bu çözüm üzerinde son adım olan 5+1 konferans noktasına kadar gelindi.
İşte bu noktada Türkiye ve Kıbrıs’ta kendi güdümündeki kitle birlik içerisinde İki Devletli çözüm ile 5+1 konferans talebini ortaya koydu, hatta daha ileri giderek Federal çözümü savunanları Akıncı dâhil vatan satıcısı ilan ettiler.
Sağır sultanın dahi duyduğu şekilde da seçimlere müdahale edip kendilerine sözcü olacak Tatarı Cumhurbaşkanı seçtirttiler. Yetmedi ondan boşalan UBP Başkanlık seçimlerine da müdahale edip emirlerini uygulayacak bir Başkan seçtirerek istedikleri Hükümeti kurdurdular.
Müştereken Çavuşoğlu,Tatar ve Hükümet ‘’İki devletli çözüm için 5+1 konferans’’ın en iyi çözüm olduğuna dair toplumu inandırmanın peşine düştüler.
Böylesi bir çözüm için önce Devler olma gerekliliği vardır.
Devlet olmanın koşulları 1933’de imzalanan Montevideo sözleşmesinde belirtilmektedir.
İşte bu koşulları okuyup bunun mümkün olup olmadığının yorumunu siz okuyuculara bırakmak istiyorum.
Sözleşme; bir devlet olmanın tanımını, haklarını ve görevlerini belirtmektedir. Bunlardan en bilineni, uluslararası kuruluşlar tarafından doğru bir uluslararası teamül hukuku beyanı olarak tanınan dört devlet olma kriterini belirten Madde 1'dir:
Devlet, uluslararası hukuka sahip bir kişi olarak aşağıdaki niteliklere sahip olmalıdır: (A) KALICI BİR NÜFUS; (B) TANIMLANMIŞ BİR BÖLGE; (C) HÜKÜMET; VE (D) DİĞER DEVLETLERLE İLİŞKİ KURMA KAPASİTESİ.
Ayrıca, 3. maddenin ilk cümlesi açıkça "Bir devletin siyasi varlığı, diğer devletler tarafından tanınmasından bağımsızdır" şeklinde ifade edilmektedir. Bu,( "Bir devlet ancak diğer devletler tarafından tanındığı sürece var olur.")( Estrada doktrini) Sözleşmenin önemli bir parçası da, egemenlik kazanmak için askeri güç kullanmanın yasaklanmasıydı.[1]
Ayrıca, Montevideo sözleşmesinin 11. Maddesi çağdaş Stimson Doktrini'ni de yansıtmaktadır ve şu anda Birleşmiş Milletler Şartı'nın 2. maddesinin 4. fıkrası aracılığıyla da uluslararası hukukun temel bir parçasıdır.
Böyle bir çözüme ne kadar yakın ve ye uzak olduğumuzu düşünün.
YAZIYA YORUM KAT