Akıntıya kürek çekme diye bir deyimimiz var. Kıbrıs görüşmeleri da tam bu noktada.

Anastasiadis BM genel kurulunda BM daimi üyeleri ile görüşüyor. Sonra da Kürsüde Tüm Kıbrıs’ı temsilen Cumhurbaşkanı sıfatıyla konuşuyor.

Konuşmasının özeti şu; ’’Müzakereler geçtiğimiz yıl Temmuz ayından beri bir açmazda, Kendisinin Genel Sekreter Guterres’in 6 maddelik planı temelinde, Crans Montana’da bırakılan yerden tekrar başlanmasına olan desteğinin sürdüğünü söylüyor. Sorunun çözümünde de  “BM Genel Sekreteri ve onun İyi Niyet Misyonu tek yol” olduğunu ifade ediyor. Türkiye’ye de çağrıda bulunan Anastasiadis ‘’Türkiye’nin sürecin en önemli aktörlerinden birisi olduğunu vurgulayarak, atılması gereken adımların atılmasını ve somut çözüm iradesinin gösterilmesi gerektiğini ‘’ifade ediyor.

Söylediği şu ben Guterres’in 6 maddelik planını görüşmeye hazırım. Türkiye bu sürecin en önemli aktörüdür. O da bu 6 maddeyi görüşmeye hazırsa ve somut adım atacaksa görüşelim. Yani bu 6 maddenin görüşülmesinde muhatabım Türkiye’dir diyor.

Mevlut Çavuşoğlu  ''Daha önceki çabalarımız maalesef sonuç getirmedi. En son Crans Montana'daydı. Artık yeni bir müzakereye başlamak için neyi müzakere edeceğimizi, ne için müzakere edeceğimizi kendi aramızda konuşup kararlaştırmamız lazım” dedi. Artık yeni bir müzakereye başlamak için neyi müzakere edeceğimizi, ne için müzakere edeceğimizi kendi aramızda konuşup kararlaştırmamız lazım. Bir başarısızlığı daha kimse hazmedemez. O nedenle bu görüşmelerimizi sürdürüyoruz.

Bu arada enteresan bir bilgi paylaşıyor.

‘’Zaten KKTC ile biz sürekli görüşüyoruz. KKTC Dışişleri Bakanı burada. Onunla da bu konuları görüştük, hem ben hem Cumhurbaşkanımız kendilerini kabul ettiler.’’

Özersay, Dünya politikasını şekillendiren ve kendilerine “yıldız’’ denilen uluslararası aktörlerin Kıbrıs sorununu bir an önce çözmek için birlikte hareket etme yönünde bir taleplerinin bulunmadığı ve  bunun uluslararası politikanın şu anki durumuyla ilgili olduğu’’ Beyanatını veriyor.

Gelelim BM’de kimlerin olduğuna Tüm taraflar orada. Anastasiadis Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak keyfine diyecek yok. Muhatabı KKTC Cumhurbaşkanı olacağına muhatap olarak karşısına Türkiye’yi alan beyanat veriyor. Bu güne kadar Çavuşoğlu’nun görüşmeleri birlikte yürüttüğü Cumhurbaşkanı ve görüşmeci Akıncı’nın yerine Dış işleri Bakanı Kudret Özersay’ı sahneye sürüyor. Üstelik bu konuda orada bulunan Tayyip beyle de görüştüğüne beyanatında yer veriyor. Özersay hemen topu alıp ‘’ Dünya politikasını şekillendiren ve kendilerine “yıldız’’ denilen uluslararası aktörlerin Kıbrıs sorununu bir an önce çözmek için birlikte hareket etme yönünde bir taleplerinin bulunmadığı’’ Diye beyanatı patlatıyor.

Şimdi bunları alt alta koyup değerlendirirsek şu sonuca kolayca varırız.

1. Anastasiadis her zamanki rahatlığı ile Ben görüşmeye varım işte görüşülecek 6 madde Türkiye bunları görüşmeye hazırsa ben varım.
2. Çavuşoğlu biz taraflarla zaten görüşüyoruz, öyle görüşelim denilen 6 madde için Cumhurbaşkanı Erdoğan gerekli açıklamayı yapmıştır.
3. Bu açıklamadan cesaret alan Özersay Uluslararası yıldızların bu aşamada Kıbrıs’ta çözüm yönünde bir iradeleri olmadığı açıklaması yapıyor.

Unutulmasın ki Cumhurbaşkanı ve görüşmeci Akıncı da oradadır ama Türkiye tarafı onun yerine oyununu Kudret Özersay üzerinden oynamaya başladığını ilan etmiştir. Hatta bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayının da alındığı yönünde işret vermektedir.

Önceki birçok yazımda Kıbrıs konusunda gerçek çözümü arzulayanın sadece Akıncı olduğunu savunmuş ve bu konuda en büyük başarısının da çözüm için gerekli olan tüm tarafları görüşme süreci içinde ayni masaya oturtması olduğunu savunmuştum.

Durum aynen devam etme noktasındadır. Hatta Türkiye tarafı neredeyse görüşme seviyesini Dış işleri Bakanları seviyesine indirip masadan kalkmanın yollarını aramaktadır.

Sn. Akıncı sen çözüm yönünde akıntıya karşı kürek çekmekte veya Donkişot gibi davranmaktasın. Tüm çözüm yanlısı kişiler senle beraber üzülmektedir. Ancak çözümü arzulamayanlar ise bayram etmektedir. Çünkü düzenlerini sürdüreceklerdir.

Çözüme en çok yaklaşılan bir süreci bizlere yaşattın ama Türkiye sayesinde Tüm Kıbrıs’ın hakimi ilan edilmiş Kıbrıs Cumhuriyeti ile Kıbrıs’ın kuzeyini Türkiye’nin alt yönetimi olarak idare eden Türkiye ve onun buradaki yandaşlarına yenik düştün.

Çözüm bekleyen Türk ve Rum tüm güçler birlikte sokak çoğunluğunu sağlayacak noktada değilsek. Bu çoğunluğu saylayana dek ÇÖZÜMSÜZLÜĞE katlanmak zorundayız.

(Not: Çarşamba günkü yazımda Sn. Akıncı’nın beyanlarını mercek altına alacağım)