KKTC hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti hükümeti yeni bir “işbirliği protokolü” imzalayacaklar.
Nedir bu protokol?
Neler var içinde?
Bir haberi olan var mı?
Bence bu protokolü doğru dürüst bilen bakanlar dahi yoktur bizim hükümet de.
Yani ne pişiriliyor, ne konuyor önümüze bilen yoktur.
Zaten hayrımıza para mı gönderirler.
Öyle hayrımıza ne zaman para gönderildi ki.
Para gelecekse bunun da bir bedeli olacak değil mi?
Kuru kuruya para mı verilecek?
Geçmişte nasıl yapıldı ise yine aynı şekilde yapılacak.
Her gelen hükümet, Türkiye ne isterse o şekilde davranıyor.
Kafa tutan olmuyor.
Dik duran olmuyor.
Adamların mantıkları imzayı atalım da bir an önce paracıklar gelsin.
Her gelen hükümet aynı.
Gerçi bugün yer alan UBP ve HP kadar da olmasalar, ama yine de para gelsin de biz her türlü pakete imza koyarız dediler.
Bir de her kurulan koalisyon şunu da yapmış oluyordu:
Paketin içeriğini saklamayı çok iyi biliyordu.
Ne basına bir sızma veriliyor, ne de paketten bi haber olduklarını görüyoruz.
Yani bu paket konusunda başbakan bir şey bilmiyor moduna da geçmiş oluyor.
Peki para gelecek de neler elden gitmiş olacak?
Elektrik kurumu.
Telefon.
Evet.
Bunlar başı çekenler olacaktır.
Ha bizim idareciler bunlardan hiç bahsetmiyorlar.
Ağızlarında bunları peşkeş çekiyoruz lafı çıkmıyor.
Bir de bu parayı alacağız diyor UBP.
En iyi bu işi biz yaparız da diyor.
Haklıdırlar yaparlar.
Her tarafı nasıl ki peşkeş çektiler ya yaptıklarını çok güzel göstermiş oluyorlar.
Peşkeş yapacaklar, ama bu sefer öyle paracıklar kolay gelecek mi?
Bu sefer öyle sandıkları gibi olmayacak.
Ya peki ne olacak?
Evet bu sefer, imzalar atılacak, paket yürürlüğe girecek ve bu sefer  "Yardım Heyeti" devreye girmiş olacak.
Yani para hükümet edenlerin elinde değil, yardım heyetin elinde olacaktır.
O bu işi takip edecek.
Nereye, nasıl para gidecek o onun takibini yapmış olacak.
Peki bizim hükümet edenler ne olacak?
Onlar da birer memur olarak görev yapmış olacaklar.
Zaten hep Ankara memuru değiller mi?
Bu sefer de öyle olacaklar, ama bu sefer para onların elinde olmayacak.
Sahibinin elinde olacak.
Yani bu sefer elimizde ne kaldıysa gidecek ve sandıkları şekilde de oluk oluk para buraya akmayacak.
Yani elimizde ne var ne yok bu şekilde gitmiş olacak ve günün sonunda halimiz duman olacak.
Oysaki elimizde olanlara sahip çıksaydık, bugün kendi kendimize yeter ve artar hale gelmiş olacaktık.