Geçmişimizden ne kaldı
Kıbrıs’ın İngilizce kiralanmasından sonra ardan geçen 96 yıl içerindede Kıbrıslıya ait bir kültür ve alt yapı oluşmuştur. Bu oluşumların büyük bir kısmı Kıbrıs rum ve Türklerle müşterek veya paralel yapılar olarak gelişmiştir.
Müşterek yapılanmayı Öğretmen koleji ve hastabakıcılık okulu olarak misallendirebiliriz.
Paralel yapılanma olarak da Kooperatifçiliği örnek gösterebiliriz.
1974 sonrası bir devlette olması gereken yapılnma oluşturulurken. yapılşmamız KİT’ler ve Kamu kurumları olarak dizayn edilmiştir.
Örneğin kalan 164 fabrikanın büyük bir kısmı Sanayi Holding çatısı altında. Kalan Paketleme ve Meyve suyu fabrikaları Cypfruvex Ltd.Çatısı altında toplanmış. Hava ulaşımı KTHY’na, Deniz ulaşımı Denizcilik Şti.’ne, Elektirik Elektirik kurumuna, Telefon Telekominikasyon idaresine, Ticari kuruluş olarak ETİ’Şkt.’ne bağlanmıştır.
Özel ticari şirketler ise hemen hemen tamamı bağul ticaretine hitap eden şirketlerdi. O dönbemde Türkiye’de şemsiyesinden tut da battaniyesine kadar üretilen hiçbirşey yoktu. Başta gelen satı ise Aslanlı Battaniye idi. Bu battaniyeler İspanya’dan ithal edilmekteydi. Üretici fitrma durumu ‘’Kıbrıs’a sattığımız battaniye Adayı 40 kere örter ‘’demişti.
Sonrası ne oldu? Malesef sonrasında olan hiçbir şeyin hesabı sorulmadığı bir tarafa daha da beteriğni yapmaları için peşlerinden koşan seçmen her geçen gün arttı. Son 2013 seçimlerinde bu oran %88.83 gibi korkunç bir yüzdeye ulaştı.
Bu Hükumetler ve yöneticiler neler yaptı.
Yukarıda saydığım herşeyi tüketti, elden çıkarttı. Paralel olarak Kıbrıs Türk’üne kalan her va elden çıkartılmaya hazırlanan Elektirik Kurumu ile canına ot tıkanmış Telekominikasyon dairemiz var. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız artık bizim değil. Hava ulaşımı tamamıyle elden çıkartıldı.
Binlerce dönüm narenciye alanı kuruuldu, Yer altı su kaynakları tüketildi, Sanayi Holding ve Cypfruvex gibi dev kuruluşlar iflas ettirildi. KTHY batırılmış. ETİ Teşebbüsleri batırılmı, En önemlisi ekonomiye yön vermesi gerekn Bankacılık sektyörü batırılmış fakat bu batan Bankalarn hesabı bu güne kadar toluma verilmemiştir. Bankaların battığı dönemde Türkiye Bankaları devreye girmiştir. Bakan bankalarda parası olana Parayı götğrenler yerine Hükümetler fonlara yaptıkları zamlarla parası batanlara paraları halk tarafından ödenmesi sağlanmış, geri dönem bu paralar da Türkiye Bankalarına mevduat olarak dönmüştür. KKTC Merkez Bankası Müdürü Türkiyeli olabilir Kıbrıslı olamaz. Haliyle mevcut bankalarda toplanan munzam karşılıklar da Türkiye sermayesine kedi olarak döner.
Bütün burda yazılanların her birini ayrı bir başlık altında inceyecek olursak çok kalın bir kitap olacağından kuşkum yoktur.
Bu yazımda Müşterek yapılanmanın da ortadan kaldırılarak geleneklerimizin da sona erdirilmesinden bahsedeceğim.
İliyorsunuz yıllarca Hemşirelik Okulu diye bir okulumuz vardı Sağlık bakanlığına bağlı olarak hasta bakıcı yetiştiren bir okuldu. Bu okulda Yüksek Hemşirelik mezunu, Doktora ve Master yapmış kşiler ders vermekteydi. Sonra nasıl olduysa bu okul Yakın Doğu Üniversitesine kaydırıldı.Toplum buna pek ses çıkartmadı fakat bu okul da aynen Atatürk Öğretmen Akademisi gibi kökleri iki oplumlu bir yapıya sahipti.İsmi de ‘’NURSES TRINING SCHOOL’’du Üç lisanlı eğitim yapmakta ve Hastanelerimize eğitimli personel yetiştirmekteydi.1963 sonrası bu okul Türk tarafında Hemşirelik okulu olarak faaliyetlerine devan etti.Sonuç olarak da sessiz sedasız okul YDÜ’ye devredilerek gelenek ortadan kaldırıldı.,
Bundan cesaret alanlar şimdi de ayni paralel yapılanmadan gelen köklü Atatürk Öğretmen Akademisini ‘’Üğretmen kolejini’’ayni şekilde Lefke Avrupa Üniversitesinin çatısı altına sokmak istemektedirler. Haliyle bu okullarada mezun olan kişi sayısı Hastanelerimizdeki hasta bakıcı (Nörs)sayısından fazla olduğu için da toplumda infialle karşılanmıştır.
Benim bu düşünçelir siyasetçilerle hiç ağdaşmıyor Çünkü onlar bu gün o koltuklarda oturabilmek için tolum adına elden çıkarttıkları ile övünmektedirler. Belki onlar için bu başarıdır fakat torunlarının geleceğini satmışlardır.
Hainlik tanımı herhelde bunlar için yazılmadı çünkü bütün bu kusurlarına rağmen yine seçmenin tercihleridir. Herhalde siyasilerin büyük çıkarları seçmenin küçük çıkarları ile örtüşmektedir.
Hem Hükümetler hem seçmenler size soruyorum satacak neyimiz kaldı..
YAZIYA YORUM KAT