Günü gelecek ve hesap vereceksiniz!
Tüp gaz, ardından kahve ve sonra da sofraların olmazsa olmazı olan ekmek!
Evet, bir zam da ekmeğe!
Tüp gaza 17 TL bir zam!
Kahveye ise %43 bir büyük zam!
Onun ardından ise ekmeğe bir ay içerisinde ikinci bir zam daha!
Ülkede zam furyası devam ediyor.
İşleri güçleri zam yapmak olan bu beceriksizler, fakirin fukaranın yaşamını her gün bir şekilde bitirmiş oluyorlar.
Hükümet etmek bu mudur?
Her türlü açığını zam yoluyla kapatmak mıdır?
Kamu kuruluşlarının harcamalarını da bu şekilde zam yoluyla kapatarak ve fakirin ekmeğine bu şekilde zam yaparak ondan almak suretiyle dairelere yığdıkları birçok gereksiz yandaşlarını sırf ödeye bilmek adına bu şekilde zam yapmaya ne hakları vardır ki!
Müdürlerini...
Müsteşarlarını...
Danışmanlarını...
Özel kalem Müdürlerini...
Ve hatta kendileri...
Ne işe yarıyorlar ki...
Hiç bir işe...
Hatta ülkenin başına beladırlar...
Büyük külfetirler...
Hele de belli insanlarımıza...
Onların boğazın da elleri...
Yapıştılar bırakmıyorlar...
Canını alıyorlar...
Ya patronlar...
Onlara elleri değmiyor...
Onları okşuyorlar...
Başlarını sıvazlıyorlar...
Ne vergisini...
Ne de diğer vermeleri gereken her türlü kaynaklarını, evet onlara bağışlıyorlar...
Bu mudur adalet?
Bu mudur hükümet etmek?
Zengine daha da zenginlik sağlayıcı olacaklar ama fakire ise daha da fakirlik öyle mi?
Kimlerin hükümeti oldukları ortada açıkçası...
Azınlığın...
Sermayenin...
Kendi partili sermayesinin...
Nedir bu toplumun onlardan çektiği...
Evet...
Kamu görevliler çekiyor...
Emekliler çekiyor...
Asgari ücretliler çekiyor...
Hele de yoksul aylığı alanlar...
Hasta olan engelli insanlar...
Evet, bu insanlar çekiyor...
Ama bir tek çekmeyenler sizler...
Yani hükümet edenler...
Başbakanı...
Başbakan yardımcısı...
Bakanı...
Müdürü...
Müsteşarı...
Vekili...
Ve tabiki o sermaye babaları...
Onlar ve siz sefa sürün öyle mi...
Ne demek böyle bir yönetim...
Ne demek belli kesim yaşayacak da diğer büyük kesim sürünecek...
Hele de o asgari ücretliler...
O özürlü insanlar...
O yoksuluk maaşı verdiğiniz insanlar...
Bir de her gün zam!
Nasıl yaşayacak bu insanlar?
Ev taksitini neyle verecek?
Bu mudur hükümet etmek?
Bu mudur adaletli davranmak?
İngiltereye göç eden bir talasamiyalı arkadaşım oldu, yaklaşık 10 yıl bir süre ve orada ingiliz hükümeti ona ev verdi ve insan gibi de geçinecek maaş da verdi. Hatta sağlığını bile kontrol altına almıştır. Oysa burada tam tersi gidin ölün deniliyor bu hasta olan kardeşlerimize! Hükümet edenler hem bu insanları işsiz bırakıyor, hem de bunlara ev, yaşam sağlayacak yer vermiyor, bir de utanmadan sefalet maaşı veriyor.
Şimdi bu insanlar ne yapacak?
Nasıl yaşayacak?
Sen bu insanları devletin kadrosuna almıyorsun...
Onlara her türlü yaşam koşulunu sağlamıyorsun...
Ondan sonrada bu insanlar isyan ettikleri zamanda sen kalkacak bu insanlara verdiğin sadaka parasını keserim ha! diyerek de bir de utanmadan tehdit de edeceksiniz. Hade be siz de oyanı... Yapın bakalım da görelim sizi... utanmazlar... işiniz gücünüz bu insanları tehdit etmek ve susturup da onların hayatlarını çalmak öyle değil mi?
Ama yağma yok!
Size yedirmeyiz bu insanları bilesiniz!
Evet...
Ekmek ağustos ayı başında 2,25 TL'ye satılırken, geçtiğimiz haftalarda yapılan zam ile 2,75 TL fiyata satılmaya başlanmıştı...
Ve ekmeğin eylül ayındaki fiyatı ise 3 TL olacak...
Son yapılan zam ile ile birlikte ekmek fiyatı toplamda %33,35 zamlanmış demektir...
Bu ne demektir...
%33,35 insanlar daha da fakirleşmiş demektir...
Bunların ne gaylesinde...
Kuru ekmeğe talim ettirdiler insanlarımızı...
Bir de şimdi o ekmeği de yiyemezsin diyorlar...
Onu da çok görüyorlar...
Ekmekte yemeyin diyorlar...
Kuru bir ekmek!
Ama onlar...
Onlar yiyecekler...
İçecekler...
Yaşayacaklar...
Hem de...
Patlayınca kadar...
Tıksırıncaya kadar...
Çünkü bu iştah sofrası onların...
Yiyin efendiler yiyin...
Günü gelecek...
Hesap vereceksiniz!
YAZIYA YORUM KAT