Evet...

Hızla yoksullaşıyoruz...

Gidişat iyi değil...

Sebep olanlar kına yaksın diyorum...

Evet sebep olanlar...

Onlar ki bu hale getirdiler...

Onlar ki ellerini hep halkın cebine indirenler...

Kendi cebleri de her gün doluyor, şişiyor...

Her Allahın günü vatan millet diyenler...

Ne vatan bıraktılar, ne de millet...

Halimiz ortada...

Bittik...

Bitirildik...

Devletten devlete dediler de hangi devlet?

Nerede devlet?

Var mı devlet? 

Yok!

Ne itibar bıraktılar, ne de saygı duydular...

Açıkçası...

Teslimiyeti...

Esareti...

Tutsaklığı...

Bugün daha açık olarak ortaya koyuyorlar...

Yaptıkları son protokolle daha iyi anlıyoruz bunu...

Bir taraftan bizleri bitirecek olan bu işgal protokolü...

Bir taraftan da TL'nin dövizin karşısında eriyip de yok olması bizlerin yaşamını açıkça bitiriyor...

Cebindeki para hiç bir şeye yetmiyor...

Sabahtan akşama herşeyin fiyatı katlanarak değişiyor...

Bir arkadaşım tahlil yapmaya gitti özele ve yapılacak olan tahlillerin tutarı 1300TL tutuyordu o gün o fiyatı almıştı... Ama aradan 3 gün geçti ve fiyat oldu 1650TL sebebi sorulunca beyefendi sterlin yükseldiği için bu fiyat denildi... 

Peki sadece bu mu? 

Hayır!

Ve ne acıdır ki bu tahlilerin Lefkoşa Devlet Hastanesinde yapılması da mümkün değil!

Kaldı ki yapılan tahliler ne kadar güvenli ya da doğru sonuç sayılır o da belli değil... Devlet hastanelerine güvenmek, kendini oraya teslim etmek, Allaha emanetsin demektir... 

Her neyse...

Yaşattıkları bu düzen her geçen gün belli kesim dışında herkesi tükettiği, bitirdiğidir. 

Hele de TL'nin kullanılması...

Evet, enflasyona yenik düşüp kalıyorsunuz...

Fiyatlar yerinde durmuyor...

Çünkü her şey dövize endeksli olarak piyasada yer alıyor...

Hal böyle de olunca fiyatlar tabanı buluyor...

Türk Lirası da Dolar, Sterlin ve Euro karşısındaki değer kaybını da hızla yitirmiş oluyor...

Alınan bir ürün o gün 20 TL ise ertesi gün bir bakarsınız olmuştur 30TL!

Özellikle de market ürünleri...

Temel gıda ürünleri...

Ve insanımız artık markete gitmeye korkar olmuştur...

Ne olacak halimiz? 

Hacı Sunat Atuna göre her şey yolundaymış...

Refah bir gelecek varmış...

Yakında refaha ulaşacak mışız...

Türkiye sayesinde önümüz pırıl pırıl...

Hamaset nutukları bunlar...

Evet hamaset.. 

Yalan dolan sözler bunlar...

Ha kendileri için tamam bu refah, zaten hep olmuştur ve olmaya da devam da ediyor...   

Bizleri kendi paramızdan çekip de koparanlar bugün boğazımıza ipi dolamışlardır... 

Bakınız döviz karşısında üretim maliyetleri her gün değişerek artıyor...

Peki ya tedarik maliyetleri...

Onlarda korkunç boyutta artarak devam ediyor...

Bunların getirisiyle birlikte enflasyon yükselmeye ve tavanı bulmaya böylelikle gelmiş oluyor... Peki ya TL? O da değer kazanmıyor... Maaşlar da TL üzerinden ödendiği için enflasyon ve döviz karşısında yaratılan büyük kayıpların da giderilmediği için alım gücü bitmiş oluyor... Fakirleşme ortaya daha da çıkarılmış oluyor... Herkes bundan nasibini almış oluyor... Birtek hükümet edenler ve belli zümreler hariç!

Peki ne olacak ya da çözüm ne?

Bunlar çözümü değil, toplumu bitirmeyi hedef aldılar... 

O yüzden herkes yavaş yavaş ülkesini terk etmiş olacaktır... 

İflas eden ve edecek olan esnaf hal böyle olunca da göçe mecbur kalacaktır!