Hukuksal geleceğimiz üzerine bir değerlendirme
Son zamanlarda gündemde olan yeni adliye binası konusu, sadece fiziksel bir yapı inşasından ibaret değil; aynı zamanda yargının bağımsızlığı, kamu güveni ve toplumun adalete olan inancı açısından kritik bir mesele haline gelmiştir.
Ankara’nın KKTC’de kuracağı yeni adliye binasında yargısal faaliyet gösterecek bir Yüksek Mahkeme’nin durumu, mevcut iktidar yapısının ve güç dinamiklerinin sorgulanmasına yol açmaktadır.
Ankara’nın KKTC üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulduğunda, yeni Yüksek Mahkeme’nin bağımsızlığı önemli bir soru işareti haline geliyor.
Yargının tarafsızlığı, adalete olan güvenin temel taşlarından biridir. Ancak, Ankara’nın doğrudan kontrolü altında bir Yüksek Mahkeme’nin, kararlarının bağımsızlığını nasıl sürdürebileceği ve bu kararların toplum nezdinde ne kadar kabul göreceği büyük bir tartışma konusudur. Bu durumda, verilen kararların meşruiyeti sorgulanabilir; toplumun yargıya duyduğu güven ciddi şekilde sarsılabilir.
Diğer yandan, Barolar Birliği’nin sessizliği de dikkat çekici bir durumdur.
Geleneksel olarak muhalif bir duruş sergileyen Baro’nun, bu süreçte nasıl bir tutum sergilediği, eleştirilerin odak noktası haline gelmiştir. Medyada Baro’ya yönelik yapılan saldırılar ve hakaret dolu yayınlar, ekli bir baskı unsuru olarak öne çıkmaktadır. Eğer bu hakaretlerin arkasında tanınmış kişilerin ya da grupların olması söz konusuysa, bu durumun Baro üzerindeki etkisi oldukça yıkıcı olabilir.
Sayın Barolar Birliği, bu duruma karşı sessiz kalmanın herhangi bir sakıncası olmadığını mı düşünmektedir?
Kendi otoritesinin ve toplumsal rolünün sorgulanacağı bir ortamda, bir sivil kuruluş olarak nasıl bir strateji belirleyecektir?
Toplumun adalet arayışında kurumsal bir güven kaynağı olarak Barolar Birliği’nin durumu, tartışmaya açıktır.
Sonuç olarak, yeni adliye binası ve Yüksek Mahkeme’nin kuruluşu, yalnızca hukuk sistemimiz için değil, aynı zamanda toplumumuzun adalete olan inancı açısından da büyük bir öneme sahiptir.
Barolar Birliği’nin tutumu ve toplumun yargıya duyduğu güven, KKTC’nin hukuksal yapısını belirleyecek kritik unsurlardır.
Bu süreçte tüm paydaşların seslerini yükseltmesi, yaşanılan adaletsizliklere karşı dur demesi gerekmektedir. Aksi takdirde, yargının bağımsızlığı ve toplumun adalet anlayışı büyük bir tehlike altına girebilir.
YAZIYA YORUM KAT