UBP-DP ve YDP koalisyon hükümeti meclis başkanlığında, mevcut 29 vekil sayısının desteğini alamadığı bir dönemden geçmektedir. Bu durum, demokratik bir yapı içinde, hükümetin meşruiyetini sorgulamakta ve kamuoyunda erken seçim gerekliliğini gündeme getirmektedir. 

Demokrasi, halkın iradesinin en iyi şekilde temsil edilmesini gerektirir. 

Bir hükümet, seçilmiş temsilciler aracılığıyla halkın taleplerine yanıt vermekle yükümlüdür. Ancak, eğer bir hükümet, gerekli çoğunluğu sağlayamazsa, bu durumun vatandaşların temsil edilme hakkını zedelemesi muhtemeldir. 

Böyle bir durumda, halkın iradesinin yeniden şekillendirilmesi adına erken seçim, demokratik bir zorunluluk olarak ön plana çıkmaktadır. 

Erken seçim, hem vatandaşların siyasi tercihlerini güncelleyebilmesi hem de hükümetin yeniden halkın onayını alabilmesi adına önemli bir mekanizmadır. 

Mevcut koşullar altında, 29 vekil sayısının desteklenmemesi, hükümetin işlevselliğini ve etkinliğini ciddi anlamda sorgulatmakta, bunca belirsizlik içinde halkın güvenini sarsmaktadır. Ayrıca, erken seçim talebi, siyasi istikrar ve toplumsal barış açısından da önemli bir adımdır. 

Farklı siyasi aktörlerin yarıştığı bir ortam, demokratik rekabeti güçlendirir ve toplumsal çatışma riskini azaltır. 

Bu nedenle, KKTC’nin mevcut siyasi yapısında, halkın iradesinin yeniden belirlenmesi için erken seçim talebi, hem bir hak hem de ihtiyaç olarak değerlendirilmektedir. 

Sonuç olarak, KKTC hükümetinin 29 vekil sayısının desteğini alamayışı, erken seçim gerekliliğini hemen hemen kaçınılmaz kılmaktadır. 

Demokrasi, halkın iradesinin en iyi şekilde temsil edilmesini gerektirdiğinden, bu tür durumlarda seçimlerin yapılması hem temsiliyet açısından hem de toplumsal istikrar açısından elzemdir.