4'lü koalisyon Hükümet’inin programında kendi kurumlarımızın başına kendi insanımız getirilecek ve kurumlarımızı Türkiye hükümeti değil, biz yöneteceğiz diye bir anlaşma gördünüz mü? Okudunuz mu?
Bu anlaşma hükümet programında yer aldı mı?
Dört koalisyon partisi de, CTP, HP, TDP ve DP buna imza koydular mı?
Maalesef hayır!
Ne polisin sivile bağlanması.
Ne ordunun başında Kıbrıslı bir komutanın yer alması.
Ve ayrıca GKK'nın Türkiye ordusuna bağlı olmaması.
Ayrı bir devletin ayrı bir ordusunun olması.
Peki ya Merkez Bankasının başında bir Kıbrıslı Türkün olması.
Bankanın idaresi ve denetimi Türkiye Merkez Bankasının emrinde olmaması, KKTC'nin emrinde olması.
Evet.
Bu yazılanların hiçbirini hükümet programında bulamazsınız.
Peki bu programda ne var?
Geride ne bırakıldıysa onlar var.
4' lü ortaklar onların devamı için imza attılar.
Nedir bunlar diyeceksin?
Türk Lirasına devam.
Döviz karşısında tükenmeye devam.
Ayrı paraya geçiş yok.
Kablo ile elektriğe devam.
Daha ucuz elektrik değil, daha pahalı elektrik.
Nasıl ki suyun gelişinde daha ucuz ve kaliteli su sözü verilmişti. Tam tersi pahalı ve de kaliteli olmayan su!
İçilmesi mümkün olmayan su! Sadece sulama ve de diğer ihtiyaçları karşılama!
İçilmesi için suyun içerisinde bulunan bileşenlerin, bunlarda ağır metallerin olduğudur. Bu metaller sudan zor ayrıştırılır. Bunu da uzmanlar belirtiyor. Yani suyun içilmesi tehlikelidir.
Bu yapılan protokolün Kıbrıs Türküne zerre kadar yararı yoktur.
Yapılan protokoller hep Ankara'nın buradaki hakimiyetini daha kolay sürdürmesi adına yapılıyor. Geçirilen protokol sermayenin buraya daha da hakimiyet kurmasıdır.
Para babaların yarı bölünmüş ülkemize üşüşmeleridir. 
Kazanan hep Türkiye sermayesinin acı gerçeğidir. 
Bakınız kumarhanelere.
Bunları kimlere peşkeş çektiler?
Bunların sahipleri hep Türkiye sermaye babalarıdır!
Topraklar üzerinde yaptıkları otellerde öyle! 
Ya peki çalışanları?
Buralı m?
Hayır!
Onlarda Türkiye'den getiriliyor.
Hal böyle olunca da buranın insanı işsiz bırakılıyor.
Ayrıca buranın sermayesi Türkiye'nin ekonomisine aktarılıyor. 
KKTC ekonomisine zerre kadar faydası olmuyor.
Ve ülkenin ekonomisi de bu şekilde yerlerde sürünüyor.
Yukarıda yazdıklarımın tümünü 4 partide seçim protokolünde yer vererek bunların yapılması sözünü de vermişlerdi.
Kurum ve kuruluşlarımız bizim denetimimizde olacak diye de seçim programlarında belirtmiştiler.
Ama bugün yine ayni hamam ayni tas yollarına devam ediyorlar.
UBP ne yaptıysa, onlarda o şekilde devam diyerek imzalar atıyorlar. 
Yani açıkçası.
Kıbrıs Türkü'nü tüketmeye yok etmeye devam!