İsias davasında tüm sanıklar kusurlu bulundu
Şampiyon meleklerin avukatları bilirkişi raporunu değerlendirerek, otelin yıkılma sebebinin inşaat ve tasarım hataları olduğunu kaydetti.
İsias Otel davasında, Doğu Akdeniz ve İstanbul Teknik Üniversitesi uzmanları tarafından hazırlanan üçüncü ve en kapsamlı bilirkişi raporu mahkemeye sunuldu. Raporda otelin yıkılma nedenleri, inşa sürecindeki eksiklikler, yapım hataları ve denetim yetersizlikleriyle açıklandı. Şampiyon meleklerin avukatları, bilirkişi raporunu “otelin depreme dayanıksız inşa edildiğini kanıtlayan kapsamlı bir delil” olarak değerlendirdi.
BİLİRKİŞİ RAPORUNDAKİ DİKKAT ÇEKİCİ BULGULAR
- Yıkılma Nedeni: Binanın, sanıkların iddia ettiği gibi yana değil, Atatürk Bulvarı’na doğru çökerek yıkıldığı belirtildi. Bu durumun imalat hatalarından ve yapısal eksikliklerden kaynaklandığı vurgulandı.
- Deprem Gücü: Sanıkların “yüksek deprem kuvveti” iddialarının aksine, binanın çöküşünün depremden değil, binanın inşaat ve tasarım hatalarından kaynaklandığı ifade edildi. Binanın, 1998 Deprem Yönetmeliği'ne uygun inşa edilmiş olsaydı yıkılmayacağı aktarıldı.
- Eksik Asansör Statik Hesapları: Asansör boşluklarının statik hesap yapılmadan asmolen döşemede açılması önemli bir hata olarak değerlendirildi.
- Kaçak Katın Depreme Etkisi: Daha önceki raporlarda farklı değerlendirmeler yapılmış olsa da, son bilirkişi raporunda kaçak katın depreme etkisinden bahsedildi.
- Zemin Etüdü Eksikliği: Zemin etüdü zorunlu olmasına rağmen yapılmadı.
Bilirkişi raporu, otel yapısında katkısı olan birçok kişinin kusurlu olduğunu ortaya koydu. Ahmet Bozkurt başta olmak üzere mimar Erdem Yıldız, inşaat mühendisleri Mehmet Göncüoğlu ve Hasan Aslan'ın yapısal hatalarda sorumlu oldukları belirtildi. Ayrıca, Halil Bağcı’nın, 2001’de hazırladığı eksik statik rapor ile binanın yıkımına neden olan faktörlerden birine yol açtığı ifade edildi.
Avukatlar, bilirkişi raporunun sanıkların sorumluluklarını açıkça ortaya koyduğunu, bu nedenle tüm sanıkların yargı sürecinde yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Rapor değerlendirmesinin tamamı şöyle:
"Katılanlar vekilleri ve sanık müdafilerinin almış olduğu uzman mütalaaları dışında dosya kapsamına bugüne kadar üç bilirkişi raporu girdi. Bunlardan birincisi soruşturma aşamasında alınmış olan KTÜ raporu; ikincisi kovuşturma aşamasında alınan Gazi Üni. raporu; üçüncüsü ise bu son gelen DEÜ/İTÜ raporu. Bu rapor, bugüne kadar gelen en kapsamlı rapor.
• Bu raporda gerek mahkemenin sorduğu gerekse tarafların ve vekillerinin sorduğu tüm sorular tek tek cevaplandı.
• Binanın yıkılma nedenleri imalattaki eksik ve kusurlar, yapım ve denetimdeki kusurlardan kaynaklanmaktadır.
• Söz konusu raporda binanın, sanık müdafilerinin sürekli olarak ifade ettiği üzere yana doğru yani çekiçleme etkisi ile çökmediği; binanın öne yani Atatürk Bulvarı’na doğru çöktüğü tespit edildi. Nitekim Gazi Üniversitesi Raporu’nda da binanın yana doğru çökmediği, çekiçleme olmadığı, varsa bile bunda da sorumluluğun son bitişik nizam olan Isias’ta olduğunu, derz aralığını bırakma yükümlülüğünün Isias’ta olduğu ifade edilmişti.
• Sanık müdafilerinin sürekli olarak “deprem kuvveti çok fazlaydı, bu yüzden yıkıldı” şeklindeki iddialarına karşılık bilirkişi heyeti, yıkılmanın deprem kuvveti ile alakası olmadığını, binanın bulunduğu parselde 1 saniyelik periyot üzerinde oluşan spektral ivmede değerlerinin 1998 Deprem Yönetmeliği’nde binanın bulunduğu yer için verilen tasarım ivme değerlerini aşmadığını, tasarımın 1998 Deprem Yönetmeliği’ne uygun yapılmış olsa idi yapının depremde yıkılmayacağını açıkladı.
• Bugüne kadar dosyada ikinci asansör ve bunun etkileri sadece tarafımızca ve tarafımızca dosyaya kazandırılmış olan uzman görüşünde açıklanmış idi. Bu raporda ilk kez asansörden bahsedildi ve bunun yapılması için de statik hesap yapmadan asmolen döşemede boşluk açılmasını binanın temel kusurlarından birisi olarak değerlendirildi.
• Daha önceki raporlarda da belirtilen etriye aralıklarının uygun olmaması, etriye sıklaştırmasının yapılmaması, betonda olmaması gereken büyüklükte agregaların olması da bu bilirkişi heyeti tarafından yeniden dile getirildi.
• Daha önceki raporlardan KTÜ raporu kaçak katın önemine dikkat çekerken Gazi Üniversitesi, depreme etkisi olmadığını ifade etmişti; ancak bu raporda kaçak katın depreme etkisinden bahsedildi.
• Otel için yapılan modellemede asma katın eksik olduğu ve bu nedenle asma katın oluşturacağı burulma düzensizliği ve yumuşak kat etkilerinin statik hesaplarda görmezden gelindiği ifade edildi.
• Zemin etüt çalışmasının zorunlu olmasına rağmen yapılmadığı ifade edildi.
• Söz konusu rapora göre başta Ahmet Bozkurt olmak üzere tüm sanıkların (bugüne kadar hiç tutuklanmayanlar dahil) kusurlu olduğu ifade edildi.
• Mimar Erdem Yıldız’ın, inşaat mühendisi Mehmet Göncüoğlu’nun ve yine inşaat mühendisi Hasan Aslan’ın olaydaki katkısı ortaya çıkmıştır.
• Gazi Üniversitesi Raporu dayanak gösterilerek tahliye edilen Halil Bağcı’nın olayda kusursuz olmadığı, tam aksine bu yapıda alınması zorunlu olan 2001 tarihli statik hesap eksiğini gidermek için vermiş olduğu üç sayfalık baştan savma ve statik hesap özelliği taşımayan rapor ile binanın yıkılmasında temel belirleyicilerden olduğu tespit edilmiştir.
• Yine bu rapora göre 2001 tarihinde ruhsat alınmasının mümkün olmadığı, zira hem statik hesabın bulunmadığı hem zemin etüdünün bulunmadığı hem de mimar Erdem Yıldız’ın kendi uzmanlık alanını aşan taahhütlerde bulunduğu, bu sebeple ruhsatın esasen verilmemesi gerektiği ifade edilmiştir."
HABERE YORUM KAT