İşte ben bu yüzden Girne belediye meclis üyeliğine aday oldum!
Girne şehri artık dayanılmaz, çekilmez, hatta yaşanılmaz hale geldi. Gerek trafik sorunu, gerekse çarpık yapılaşması nedeniyle insanın orada yaşaya bilmesi artık mümkün değildir.
Girne, bir kentin oluşumunu gerektiren özelliklere ne acıdır ki sahip değildir.
Nerede yeşil dokusu?
Yeşil park alanları?
Yok!
Bu yüzden nefes alma, temiz oksijen hava alma gibi bir durum artık burada mümkün değildir. Oysaki 1974 öncesi Girne şehri tam anlamıyla bir şehrin gerekleri ne ise onları yerine getiriyordu.
Bugün ise âdeta biten yok olan bir yer haline geldi.
Bakınız şöyle bir Girne Boğazından aşağıya doğru araç ile indiğiniz zaman beton yığını bir yer görmüş olursunuz.
Yeşil, o ağaçlık yer sayılan Girne yerine bugün yüksek beton binalar ile kapanmış bir Girne görüyoruz.
Hakikaten Girne yaşanmaz ve çekilmez hale gelmiştir.
Nüfusu ne kadar diye sorsanız?
Girne boğaz çıkışında yazıyor diyecekler.
Ne yazıyor peki?
33 bin!
Gerçekten de bu rakam doğru mu?
Maalesef doğru değildir.
Bu rakam bugün itibariyle 100 bine dayanmıştır.
Girne belediye başkanı bu rakamı açıklıyor.
Evet, rakam bu şekilde bir şehrin kaldıramayacağı, çekmeyeceği sayıya gelmiştir.
Peki ne yapılıyor bu durum karşısında?
Daha da bina ve doğal olarak da daha da nüfus yaratılmış oluyor.
Bu durum karşısında burasının alt yapısından tutunda, diğer tüm bir şehrin vazgeçilmez olan gereklerini karşılaması ya da yerine getirmesi mümkün olmaz.
Evet Girne şehri bugün kötü haldedir.
Yaşanmaz haldedir.
Yapılaşması nedeniyle alt yapısı bugün yetersiz duruma gelmiştir.
Atık kirli suların kanalizasyon yetersizliği ya da o kadar çok yer alan binalara ve nüfusa göre kaldıramadığı ve pis kokuların her tarafa yayıldığı temiz hava almanın mümkün olmadığını Girne halkı yaşamış oluyor.
Neden bu kadar bina?
Neden alt yapının kaldıramayacağı bir şekilde yerleşim yaratmak!
Neden doğal yapıyı bozarak yaşanmaz bir şehir haline getirdiler?
Sırf para kazanmak, sırf daha da zenginlik elde etmek.
Buna da müsaade edenler, yani ilgili devlet yetkilileri olmuştur.
Ver izni de ne isterse olsun mantığı ile bugün Girne bitmiş duruma gelmiştir.
Akan kirli sular denize arıtılmadan boşaltılmış oluyor. Bu şekilde denizler kirlenmiş oluyor dışkı ve pis atıklar ile. Liman boyuna gittiğiniz zaman pis kokulara maruz kalmış oluyorsunuz. Turizmin baş şehri olan Girne bu şekilde turistlere pis kokuları sunmuş oluyor. Helede orada kordon boyunda yer alan restoranlar bu şekilde nasıl turist ağırlamış olacaklar değil mi?
Turizm bakanlığının görevinde olan bu yer için bakanlık ne yapıyor?
Hiç bir şey!
Yapılması gerekenler başında yapılması gerekirdi aslında ama yapılmadı.
Ne gelen giden hükümet edenler yaptı, ne de belediyeler.
Beton yapılaşmaya devam dediler.
Yeşili yok ettiler.
Olanca nüfus da buraya akmış oldu.
Dur durak demediler.
Verdiler inşaat izinlerini.
Yaptılar binaları.
Ve, bugün Girne bitmiş hale geldi.
Peki ne olacak?
Derhal dur denilmesi gerekir yapılaşmaya.
Yoksa felaket çok büyük olacak!
İşte ben bu yüzden aday oldum.
Girne'mize sahip çıkmak, onu kurtarmak ve yaşatmak için.
YAZIYA YORUM KAT