İşte en acısı da budur!
Evet, açıkça göstermiş oldu ki UBP-DP-YDP azınlık hükümeti halkın hükümet değildir.
Belli kesimin hükümeti olduğunun gerçeğidir.
Dünkü gerçek bunu açıkça göstermiştir.
Sağlık konusunda alınan kararlar bunu açıkça ortaya koymuştur.
Dün yine bir kez daha hükümet edenlerin halkın hükümeti olmadıkları ve belli zümrelerin hükümeti olduklarını görmüş olduk.
Kurulan hükümetler, halkın tüm kesiminin hükümeti olacakları yerde, ne var ki belli zümrelerin hükümeti hep olmaya devam ediyorlar.
Açıkça halka dayalı, halkın tümünü temsil edecek hükümetler yerine, tam tersi egemenlere hizmet eden hükümetler oluyorlar.
Oysa ki muhalefette tam tersi olan partiler ki bunlar genellikle ezilenden yana, onların yanında olacağız diyenler ve her zamanda eşitlik ve adalet için var olduklarını ve ona göre de hükümet olacaklarını söyleyen partiler, bakıyoruz da belli egemen zümrelerin hükümeti oluyorlar.
Yani halkın değiller!
Bakınız pandemi dolayısıyla yaptıklarına ve neye, kime hizmet ettiklerinin gerçeğine!
Sağlık Üst Kurul kararları o zümrelerin işine yaramadığı için hükümet onların işine yarayacağı kararı alarak üst kurulu al aşağı etmiş oldular.
Üst Sağlık Kurulunu 15 günlük kapanma kararına karşın kumarhanelerin çıkarlarını düşünen, onlara âdet hizmet ettiklerini bu şekilde ortaya koyan hükümetin almış olduğu yanlı karardır bu!
Kapılar kapanmadığı sürece TC'den gelenlerin vaka sayılarını artırdığı ve giderek de çoğaldığı bunun da kumarhanelerden meydana geldiği bir gerçektir.
Vaka sayıları bu şekilde ülkenin dört bir yanına yayılarak korkunç sonuçları meydana getirirken, hükümetin kimlere ve nelere hizmeti sayesinde bu şekilde ülke insanı bulaş bulaş olmuştur.
Neden kapılar 15 gün kapatılmadı?
Neden kumlarcılara gelin denildi?
Neden 15 gün sokağa çıkma uygulanmıyor?
Evet açıkça onlara hizmet, onlara hükümet olduklarından dolayıdır tüm bunlar!
Her neyse.
Bir yandan ‘vaka sayıları artıyor’ deyip de diğer taraftan da ’15 günlük kapanma’ kararını uygulamamak ve ülkeye bulaşı daha da yaymak değil midir bu?
Açıkça odur ve de yayılma zaten bu şekilde devam ermiştir.
Ne diyorlar bu kapanmama için?
“Hükümetin parası yok, o yüzden kapanmayı istemiyorlar."
Öyle olabilir, kaynak olmaya bilir, ama esas kaynağın alınmadığı yerler çok bu ülkede!
Vergisi alınmayanlar çok!
Yani bunlara dokunmayanların bir hükümetidir bu!
Yalan mı bunlar?
Kesinlikle hayır!
Para yoksa bu sebeplerdendir!
Mali sıkıntıdayız da bu yüzden kapanamıyoruz diyorlar ya o zaman neden
devlet memurunun, işçisinin ve emeklisinin cebinden 100 milyon TL’yi kesme kararı aldılar?
Neden?
Yoksa bu da asgari ücretlilerin cebine değil de onların cebine mi girecek?
Evet.
Başbakan Saner, “Mevcut durum neyse o devam etsin” diyor. Yani kumarhaneler açık kalsın!
Salgın da böylelikle hızlı boyutta devam etsin.
Hükümet açıkçası bunu yapıyor.
Sağlık uzmanları da aynı şekilde vaka sayısının artarak devam ettiğini ve kısıtlanamadığının altını çiziyorlar.
Peki ne olacağız?
Çok kötü bulaş olacağız!
Bir de ne diyordu hükümet edenler, Mart ya da Nisan’da ‘açılacağız"!
Bu da mümkün olmayacaktır.
Birçok insan daha çok Covid 19 hastalığına yakalanmış olacaktır.
Ölüm sayıları daha da fazla artmış olacaktır.
Birçok insanımız hayatını kaybetmiş olacaktır.
Peki ya üniversiteler ne olacak?
Öğrenciler bu şekilde ülkeye okullara gelmeyecektir!
Peki ya turizim?
2021 yılı, yani bu yılda ülkeye turist görmeyecektir!
Açıkçası bu yıl da tümden kaybetmiş, bitmiş olacağız!
Bunu da o halkına dayanmayan, halkının yanında olmayan, o belli zümrenin hükümeti sayesinde yaşamış olacağız!
Ha onlar ve o belli zümreler kaybetmiş olmayacaklar, kaybeden her zaman olduğu gibi halk olacaktır!
Ama bu sefer canlarımız da söz konusu olacaktır!
İşte en acısı da budur!
YAZIYA YORUM KAT