Reform sözcüğü dilimize ingilizceden giren bir sözcük. Bunun Türkçesi de var, yeniden yapılandırma. Ancak, nedense bazı çevreler Türçesini kullanmak yerine ingilizceden alıntı olanı kullanmakyıu tercih ediyor . Özellikle de iktidarı elinde tutanlar.

Yıllardan beridir dillerde pelesenk olan bir konu var "Kamu reformu". Yani kamu hizmeti olarak anılan devlet hizmetlerinin yeniden yapılandırılması meselesi. On kusur yıldan beridir bu konu huklümetlerin gündeminde . Bu amaçla bir de yasa hazırladılar. Yasanın adı, Kamu Görevlileri Yasası. Zaten yürürlükte bir Kamu Görevlileri Yasası var. Bu yeni tasarı aynı isimle yasalaşırsa eskisi yürülükten kalkacak.

Tasarıyı inceledim. "Kamu reformu" diye halka yutturmaya çalıştıkları şey aslında kamuda çalışanların çalışma koşullarını düzenleyen maddelerde kısıntıya gitmekten başka bir şey değil.

Kamu hizmetlerinin halka sunulması konusunda bir yeniden yapılandırmaya ihtiyaç olduğu hususunda hemfikirim. Mesele bunun nasıl yapılacağındadır. Aynı şekilde, gerçekten samimi olarak istenip istenmediğindedir.

Kamu hizmetlerinin bozulup verimsizleşmesinin nedeni siyaset ve buna bağlı partizanlığın kamu hizmetlerinin içine sokulmasıdır. Üçlü klaraname ile müdür, müsteşar atanıp bunların aynı şekilde görevden alınması kamunun partizanlığa gömülmesinin başlıca nedenidir.

Şimdi hükümet mensupları çıkmışlar ortaya, birey yurttaşların kamu hizmetlerinden duyduğu memnuniyetsizliği koz olarak kullanmak yoluyla devlette çalışanların çalışma koşulları ile izin hakları gibi bir çok hakkını yarı yarıya budayan bir yasa tasarısını "kamu reformu" diye sunup göz boyamaktadır.

Havadis gazetesinde yayımlanan Duygu Alan isimli gazeteciye ait bir haberden alıntı yaparak kamu hizmetlerinin neden bozulup verimsiz hale getirildiğini ve bugünkü hükümetin de bozmak ve verimsizleştirmek için kıyasıya uğraştığını gözlerinizin önüne koymak istedim.

Haberin başlığı, Encümende “istifa” gerilimi.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nın talebi ile 7 ay önce Bakanlar Kurulu tarafından İnşaat Encümeni başkanlığına atanan Mustafa Akartuna görevinden istifa edeceğini açıkladı.

Akartuna, bu kararı Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan’ın talebi üzerine aldığını kaydetti.

Bakanlığın, Akartuna’dan “istifa et” talebi, 8 kişiden oluşan İnşat Encümeni Yönetim Kurulu’nda 3 temsilcisi bulunan Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’ni rahatsız etti.

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB) Başkanı Seran Aysal, Havadis’e yaptığı açıklamada, “Akartuna’nın görevden alınacağı duyumunu aldık. Görev üstlenen kişinin toplum nazarında farklı algılanmasına sebebiyet vermemesi için bu tür kararlar verilirken dikkatli olunmalıdır, kimsenin kafasında soru işareti olmamalıdır. Akartuna, uyum ve denge içerisinde görevini yürütmektedir, bizim için sürpriz oldu” ifadelerine yer verdi.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer ise Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nın İnşaat Encümenliği’ndeki gücü fark ettiğini ve bu gücü ele geçirmeyi amacı ile Akartuna’yı istifaya zorladığını öne sürdü.

Gürcafer,  “Parti rozeti ile alakalı bir operasyon ile karşı karşıyayız. Bundan korkunç rahatsızız. İnşaat Encümeni bizim oluşturduğumuz bir organdır ve biz organımızda böyle bir olaya asla müsaade etmeyeceğiz” dedi.

Şimdi siz karar veriniz bu zihniyetteki siyasiler işbaşında olduğu ve partizanlığa devam ettiği sürece, yasa yapıp çalışanların haklarını budamakla kamu hizmetlerinde verimlilik artar mı?