Ülkede güven, huzur kalmadı.
Ne can, ne mal ne de namus güvenliği yoktur.
Yani öylesine yaşıyoruz işte.
Hiç bir güvenlik yok.
Her an her şey herkese olabilir.
Kendimizi emniyette hissetmiyoruz.
Olayların ardı arkası bu ülkede kesilmiyorsa ve devam ediyorsa o zaman yaşamak mümkün değildir.
Geçen akşam kurşunlanarak öldürülen Gökhan Naim olayına baktığımızda öyle anlaşılıyor ki ülkede güvenlik diye bir şeyin söz konusu olmadığı gerçeğini bir kez daha görmüş olduk.
Toplumun güvenliği ne olacak?
Kim güvenliğimizi sağlayacak?
Güven altında yaşamak her kesin hakkı değil mi?
Devlet insanının güvenliğinden sorumlu değil mi? 
Devlet her bireyin güvenliğini sağlaması gerekir.
Bunu sağlayamayan devlet ne işe yarar ki?
Hiç bir işe yaramaz!
Canımızı bu devlet koruyamaz işte.
Aciz ve de zavallı durumda bir devlet istemeyiz biz!
Devlet dediğin koruyan olmalı, güçlü olmalı.
Ben bu şekilde bir devlet göremiyorum.
Her neyse.
Kötü günler her alanda devam ediyor ve bunun yanında bu ülkeye girenin çıkanın belli olmaması ve bu şekilde güvenlikten yoksun bir hale gelmemiz açısından her an her türlü tehlikenin devam ettiğini, edeceğini görüyoruz. Aslında bizler görüyoruz da devleti idare edenler bu gerçekleri neden görmüyorlar?
Neden birçok insanı hunharca öldürmeye gelecekler ve burada idareci diye seçilenler bunlara karşın dur diyemeyecek?
Bunlar kaçıncı cinayetler olacak ki?
Faili cinayet de çok yaşandı.
Yapanlar bulunmadı.
Katledilen candır.
Öyle basit şey değildir.
Eve ateş düşmesidir.
Ama kime söyler, kime yazarız ki.
Umurunda olmaz idareci olarak koltuklara yerleşen kimseciklerin.
Böyle kolay mı olacak bir insanın hayatını sonlandırmak?
Emniyet ve güvende yaşamak için ne yapacağız?
Devlet emniyetimizi sağlamadığına göre bir başka devletlerden emniyet mi isteyelim?
Bizim emniyetimizi sağlayacak devlete ihtiyacımız mı var diyelim dünyaya?
Bunu mu yapalım?
Bunu mu haykıralım?
Ne yapalım can güvenliğini korumak adına?
Ne hale geldi bu ülke.
Dört bir yanımız deniz çevrili ve kim, nereden giriyor çıkıyor bilinirken, bu insanlar ülkenin içerisine yine de giriyor.
Nasıl olur bu iş?
Gelin girin diyorlar.
Hoş geldin buyurun diyorlar.
Kesin, öldürün diyorlar açıkçası.
Yapılan cinayet olayları da bu şekilde olmuyor mu?
Gelin girin diyen bir devlet yüzünden bugün bunları yaşamaya devam ediyoruz.
Zaten güvenlik de olmadığı için her şey çok da rahat bir durumda yerine getiriliyor.
Güvenlik kapılarda alınmalıdır. Ama maalesef girişler serbest olduğu için ülkenin içerisine her şey rahatça girmiş oluyor. Bunları hep yazıyoruz ve çare kapılara sahip çıkın diyoruz ama devlet bunu yerine getirmiyor. 
Her gün ya ölüm, ya hırsızlık, ya tecavüz ya da kaçakçılık oluyor.
Evet.
Gökhan Naim, daha çok yaşaması gereken temiz yürekli bir insandı.
Ama yaşatmadılar.
Katil veya katiller.
Ne karısını düşündüler, ne de ailesini.
Çektiler tetiği ve hunharca katlediler.
Aldıkları para yetmedi bir de canını aldılar Naimin!
Şimdi bu temiz insan geri gelecek mi?
O daha çok yaşaması gereken insan yok artık.
Ve devlet. 
Biz devletiz diyor.
Katledilen insanlar karşısında siz devlet olamazsınız!
Devlet, can güvenliğimizi sağlar.
Hani can güvenliğimiz?