Kayyum ve Türkiye'nin kuyruğu!
Ersin Tatar ülkede durmuyor.
Sürekli Türkiye'de bulunuyor.
Geziyor mu ne yapıyor diye baktığımızda...
Açıkçası cumhurbaşkanı olmadığı ve Erdoğan'ın Kayyumu olduğu gerçeği ortaya çıkmış oluyor.
İyi de niye Kayyum dediğimizde ve de yazdığımızda hop kalkıp oturuyorlar.
Niye tepki gösteriyorlar.
İşte işin aslı budur.
Kayyumsunuz.
Ve bizim Kayyum doğal olarak yerinde, ülkesinde durmayarak panayır panayır, açılış açılış, gezmeye devam ediyor.
Bir kitap fuarı açılışı olacak hop oradadır.
Tarihi fetih gösterisi olacak oradadır.
Milli gün olacak yine oradadır.
Yani tam anlamıyla Kayyumdur.
Bunu inkar etmesin.
Ben cumhurbaşkanıyım demesin.
Hiç kimse inanmaz.
Mağusanın kargaları bile güler ona bu saatten sonra.
Her neyse.
Bizim Kayyum geziyorya gezilerde ve işte devam ediyor alt yönetimin olduğunun gerçeği. Ve o da bu gerçeği açıkça gösteriyor işte dünyaya. Ondan sonrada devletiz ha! Devletten devlete! Dünya seni bu halin ile görüyor ve gülüyor ey Kayyum, ne devleti!
Ne ayrı iki devlet, vaz geç.
Görünen köy kılavuz ister mi ey Kayyum?
Senin de gerçeğin işte ortadadır.
Açıkça ülke, Türkiye'nin alt yönetiminde olduğu, kaldığı bir gerçektir. Ve sen de bu alt yönetimin Kayyumu olarak seçilmiş oldun.
Yapılan son cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki her türlü baskı ve müdahale bu yüzden yapılmadı mı?
Bal gibi de bu yüzden yapıldı.
Çünkü Akıncı ile bu iş gitmeyecekti.
Çünkü Akıncı Kayyum olmayacaktı.
Çünkü Akıncı general çizmeyi aştı diyendi. O yüzden Kayyum olarak Erdoğan seni seçmiştir. Seçildiğini de bugün çok iyi bir şekilde ona hizmetin ile yapıyorsun.
Ve sen, panayyırcı Kayyum, fuara katılan Kayyum ve daha neler neler var sırada.
Sen, cumhurbaşkanısın öyle mi?
Hade canım.
Küçük bir çocuğa sorsak, o bile seni çok iyi tarif edecektir inan ki.
Cumhurbaşkanın ne olduğunu ve neye hitap ettiğini bilmiyormuyuz sen sanırsın.
Ve gittiğin yerlerde kime neye hitap ediyorsun.
Söylemlerine, konuşmalarına bir bakıyoruz.
"Irk" dersi veriyorsun.
Kayyum evet Kayyum!
Anadolu’da “valilerce” kabul ediliyorsun!
Yalan mı?
Cumhurbaşkanı bir kişi valiler tarafından karşılanıyorsa, işte o cumhurbaşkanı değil, Kayyumdur!
Bir de Kayyum Hatay’da yer alan "Valilik Şeref Defterini" imzalarken şunları da yazıyor.
"Kıbrıslı diye bir millet yoktur. Kıbrıs'ta ya Türk'sünüz ya Rum'sunuz” diye o deftere bunları not düşüyor.
Bakınız neleri dile getiriyor bu Kayyum.
Kıbrıslı millet yokmuş.
Türk ve Rum varmış.
O cebindeki kimlik nedir?
Kıbrıslı yazıyor.
Aynı şekilde pasaportunda öyle.
Peki niye tutuyorsun?
Tutup da kullanıyorsun o Kıbrıslı belgeleri?
İşine ve çıkarına geldiği için değil mi?
Ve hep aynı şekilde Türklük, bayrak, millet söylemleriniz ile bu ada yarısında her türlü hakimiyeti kurarak kimleri ve neleri burada barındırdığınız bir gerçektir. O yüzden diyeceksiniz Türklük ve Rumluk var. O yüzden Kıbrıslılık yok diyeceksiniz ki bu şekilde bir birleşmeyi değil, bu şekilde bölünmüş bir Kıbrıs ile kuzeyde her türlü haltın dönmesini sağlamış olasınız.
Türkiye ile birlikte amacınız zaten budur.
Burayı Avrupalı olarak görmek değil, burayı Türkiye'nin bir ili olarak görmektir. Ki bu şekilde de yaptıklarınız ortadadır.
O istediğiniz Türkiye gerçeğine bir baktığımızda.
O Türkiye, "Kara Para Aklama" nedeniyle "gri listeye" alınmıştır. Bu şekilde bir ülke isteniliyor ne acıdır ki!
Çünkü burada yarattıkları Kara kirli bir düzen ile işlerini yürütüyorlar. Kara para aklamanın merkezini burada tutuyorlar.
Peki ya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Türkiye'nin emsal bir kararla ifade özgürlüğü ihlalin kaçıncısını yapıyor?
Sayı insan hakları mahkemesinde kabarık!
İnsan hakları mahkemesinin yaptığı ikazları bile takmıyor Türkiye! Ve insanlık suçları devam ediyor.
Hukukun üstünlüğü deseniz, o da Türkiye'yi 139 ülke arasında 117'inci sıraya getirmiştir.
Yani hukuk dinlemeyen bir ülke Türkiye!
Hukuk dışı her türlü işi yapan bir ülke Türkiye!
Ve bu ülkenin kuyruğuna takılacağız öyle mi?
YAZIYA YORUM KAT