Bu ne biçim bir hükümet!
Toplumun büyük kesimini düşünmeyen ve ne isterse olsun diyen bu zihniyet ne acıdır ki ülkede büyük bir huzursuzluk yaratmaya devam ediyor. Her şeyde bir huzursuzluk sayelerinde devam ederken, kendileri huzurlu bir şekilde aileleri ile birlikte yaşamaya böylelikle devam etmiş oluyorlar. 
Bir ülkenin idaresine talip olan hükümet veya koalisyon hükümeti olsun, o ülke insanının huzurunu her şeyi ile yerine getirmesi gerekmektedir. Zaten bunu sağlamak adına o makamlara gelirler. Her kesimin öncelikle insanca yaşamasını yerine getirmek onların birinci ve de vazgeçilmez görevleri olmalıdır. 
Belli bir azınlığın mutluluğunu ve de huzurlu yaşamını yerine getirmek demek değildir hükümet etmek! 
Küçük bir azınlığa ve kendilerinin de içinde olduğu bu azınlığa, her türlü imkanı ve huzuru sağlamak devlet idaresine yakışmayan ve de olmaması gereken bir anlayış sayılır. Bugün ortada bu anlayışa sahibi bir hükümet görüyoruz. Açıkçası onların anlayışı kendilerine ve belli çevreye yarıyor. Bu belli çevre, bu statüko'ya egemen olan çevredir.
Yani sermaye sahipleri! 
Bunlar tüccarlar, sözde banka adında yer alan o tefeciler! 
Bunların hayatları hep lüks ve zenginlik içerisinde sürüp gidiyor. 
Bunlara destek ve hükümet edenler de ayni şekilde refah, huzur içerisinde yaşamlarını sürdürüyorlar. Açıkçası büyük çoğunluğun hükümet'i olmadıklarını görüyoruz. Toplumun tümüne kucak açmak ve her şeyi ile herkese bunu pay etmektir hükümet etmek! 
Geçmişten gelen anlayışa hakim bu kafaların bu şekilde davranması bir kendilerini, birde bu yaratılan kokuşmuş düzeni kollayan güçlere yaramaya devam ediyor. 
Yapılan zamlar karşısında kimler etkilenir?
Siz hükümet edenler mi?
Hayır!
Ya da o sermaye tüccarlar, bankacı tefeciler mi?
Kesinlikle hayır!
Onlar bu şekilde büyük çoğunluğun sırtından beslenen ve de zenginliklerini güçlendirenlerdir.
Hükümet edenler egemen olan bu güçler ile birlikte büyük çoğunluğun daha da tükenmesini yerine getirmeye böylelikle devam ediyor.
Açıkça kendilerine ve de bu küçük azınlığın var olması için o koltuklarda yer aldılar. Tıpkı UBP gibi! Hiçbir fark görmek söz konusu değildir.
Bakınız sadece yapılan tüp zammına!
Bundan kim etkilenecek?
Başbakan mı?
Başbakan yardımcısı mı?
Maliye bakanı mı?
Eğitim bakanı mı?
Hangi bakan?
Ya da hangi vekil etkilenir?
Hiç biri!
Peki ya onların hükümet'i olan sermaye etkilenir mi?
Kesinlikle hayır, bunlar sadece daha da ceplerini doldurmuş olur. 
Sonuç olarak, küçük azınlık daha da zengin, büyük çoğunluk olan vatandaş ise daha da fakir ve aç kalır!
Ama kime söyler, kime yazarız ki!
Ne umurunda bu dört başlı canavar sayılan koalisyon hükümet'in!