1. YAZARLAR

  2. Psikolog Gül Yılmaz

  3. Kırk kere dersen olur!
Psikolog Gül Yılmaz

Psikolog Gül Yılmaz

Yazarın Tüm Yazıları >

Kırk kere dersen olur!

A+A-

Düşündüklerinizin, söylediklerinizin, hissettiklerinizin hatta özellikle korktuklarınızın bir anda başınıza gelmesi kulağa son derece ilginç geliyor değil mi?

Bir sabah tüm negatif duygularınızla uyandınız ‘yine iş kalacağım, patronumdan azar işiteceğim’ diye söylenmeye başladınız ve tüm olaylar beklentileriniz doğrultusunda gerçekleşmeye başladı… Evden çıktığınız anda tüm aksilikler sizi takip etmeye başladı başta otobüsü kaçırdınız sonrasında son anda asansörü kaçırdınız ve daha birçoğu. Gün tam olarak düşündüğünüz şekilde ilerlemeye devam ediyor…

Beklediğiniz telefon ansızın geliyor, tam düşündüğünüz arkadaşınız bir anda kapınızı çalıyor, bu ilişkim de mutlu sonla bitmeyecek çünkü ben şansız bir insanım kesin aldatılıyorum diye düşünüyorsunuz ve biran da kendinizi ben söylemiştim derken buluyorsunuz… Peki nasıl oluyor da söyledikleriniz özellikle de korktuklarınızın bir an da başınıza geliyor? Gerçekten altıncı hislerinizin mi bu kadar güçlü yoksa halk arasında sıklıkla kullanıldığı gibi kırk kere söylediklerimiz gerçek mi oluyor?

Aslına bakıldığında eylemlerimiz düşündüklerimizi üzerimize çağırıyor gibi işler. Kırk kere söylediklerinizin gerçek olmasından ziyade psikoloji biliminde bu etkiyi oluşturan duruma ‘kendini gerçekleştiren kehanet’ denmektedir.

Temel beklenti etkisi yani kendini gerçekleştiren kehanet; psikolojik örüntülerimizden meydana gelmektedir. Hepimizin hayatında sıralanmış duygu örüntüleri bulunmaktadır. Bunların çoğunu sırasını ya da hissettirdiklerini kendimiz seçemeyiz. Hiç kimse bilinçli olarak kendini en kötü sonucu düşünmeye ya da başına kötü bir olay gelmesi için uğraşmaya zorlamaz. Bilinçaltımız da yer alan ve hayatımızın aslında genelini kapsayan bize yön veren olaylar beynimizin kara kutusunda yerini alır ve her hangi bir durum karşısında paniklememize yol açarak kendimizi korumak adına önlem almamızı sağlar. Çoğu insan bu tip durumlar da önlem almak ya da kendini korumak yerine ise sadece kötü sonuca odaklanır ve kaçınılmaz olarak beklediği olumsuz sonuç ile karşı karşıya kalır. Örneğin; bilinçaltının derinliklerinde kaybetme korkusu, adatılma korkusu ya da sevilmemesi korkusu yaşayan bir birey sadece sevilmediği fikrine odaklanır. ‘ Beni sevmiyor bu nedenle kesin beni aldatıyor’ diye durmadan düşünen birey istemediği halde deliller aramaya, partnerinin onu sevmediğine kendini ikna etmeye başlar. İlkokul da sınav kaygısını ya da sınıf içerisinde, küçük düşme kaygısını aşırı yaşayan çocuk, üniversite sınavına hazırlanırken sadece aynı korkulara odaklanır ve sonucunda aslında tam olarak beklediği sonucu yaşar.

Bilinçaltımızın yönlendirmeleri ve bizi korumak için ortaya attığı bu hisler ya da korkular ile yaşamaya devam ettiğimiz sürece ,maalesef ki halk arasında bahsedildiği gibi kırk kere söylediklerimizden özellikle de en olumsuzları başımıza gelmeye devam edecektir.

Bu durumlarda  yapmanız gereken tek şey geçmişte  ki hislerinizden mümkün olduğu kadar uzak durmanızdır. Bu hislerden uzak durmadığınız sürece aynı olayları ve aynı sonuçları sadece farklı yerler de ve farklı zamanlar da yaşamaya devam etmek kaçınılmaz bir son olacaktır.

Unutmayın ki ,kehanetlerinizi değiştirmek yaşamınıza istediğiniz şekilde yön vermek olumsuz korku ve inançlarınızdan kurtulmak sadece sizin elinizdedir. Kehanetinizi yerine getirmek için çalışırken kendinize ve sizi en iyi hissettirecek sonuca odaklanmanız son derece önemlidir.

Psikolog Gül Yılmaz

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.