Sözlük anlamı şöyledir: "Aynı olumsuz sonucu veren davranışların sürekli tekrarlanması, fasit daire, paradoks.

Kuzey Kıbrıs'ta bir toplum olarak tam bir kısır döngü içindeyiz. Sorunlar hep aynı döne döne gündemimize geliyor, birkaç gün tartışılıyor ve başka bir sorun gündemin ön sırasına geçince geri düşüp orada sırasının yeniden başa gelmesini bekliyor. Sorunlar çözülmüyor. Ya da çözüm diye yapılanlar aslında çözüm getirmemiş oluyor.

Nüfus ve vatandaşlık konusu da bunlardan biridir.

Belirle aralıklarla toplumsal gündemin başında geliyor ama gerçekçi çözümler bulunmadığı için sorunlar ortadan kalkmadığı büyüyerek çözümü daha güç hale geliyor.

İç İşleri Bakanı Ayşegül Baybars nüfus konusunda açıklama yaptı Bu açıklama basında sayfalarca yer aldı. Bakanın yaptığı açıklamanın içeriğinde kendi hükümetinden önceki hükümetlere yönelik ciddi suçlamalar var.

Bakanın yaptığı açıklama içinde kurduğu bazı cümlelere bakıldığında hem bakanın hem de mensubu olduğu hükümetin siyasi duruşunda insan hakları ve demokrasi ile bağdaşmayan anlayış belirtileri ortaya çıkıyor.

Aşağıdaki cümle 26 Mart 2019 tarihli Kıbrıs Postası Gazetesi'nde yer alan "İçişleri Bakanı Baybars: "Ülkenin toplam nüfusu 374 bin 299" başlıklı haberden alıntıdır.

"Baybars, ülkede doğan ve yurttaş olmayan kişilere dahi KKTC kimlik numarası verildiğini, Rum ve Maronitlere kimlik numarası verildiğini, bunların 2018’de kendi hükümetleri döneminde düzeltildiğini ifade etti."

Gazetenin anlatım hatalı olan bir haber yaptığı iddiasında değilim.

Yine de, eğer gazeteden kaynaklı bir anlatım hatası yoksa bu haberde çok ciddiye alınması gereken suçlamalar var. Suçlama yanında açıklama yapan bakanın kafa yapısı ortaya koyan vahim ifadeler var.

Haberdeki bir cümlede "Baybars, ülkede doğan ve yurttaş olmayan kişilere dahi KKTC kimlik numarası verildiğini" diyor! Bu cümledeki "dahi" sözcüğü hiç bir şekilde verilmemesi gerekenleri anlatıyor.

Bir insan için doğum yeri değişmezdir. Kıbrıs'ta doğmuşsa Kıbrıs doğumludur. Bunun başka türlüsü olamaz. Vatandaş olmayan anneden doğmuş olmak o çocuğun suçu veya kusuru değildir. O çocuğa KKTC kimlik numarası ayrılması yanlış bir uygulama değildir.

Bakan Baybars, kendi hükümetleri döneminde KIbrıslı Rum ve Maronitlere verilen kimlik numaralarının iptal edildiğini de söylemektedir. CTP ve DP ve TDP'nin bundan haberi var mıdır? Onayları var mıdır?

Bakan Baybars bugünkü hükümetten önceki tüm hükümetleri suçlamaktadır. 4'lü koalisyon içindeki CTP ve DP ile ana muhalefetteki UBO bu suçlamaya cevap vermek durumdadır.

Bakan Baybars, "Rum ve Maronitlere kimlik numarası verildiğini, bunların 2018’de kendi hükümetleri döneminde düzeltildiğini" söylüyor.

Bu ne demektir?

Kuzey Kıbrıs'ta doğan veya yaşayan Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Maronitlere kimlik numarası verilmesinin neresi yanlıştır? Bugünkü 4'lü koalisyon hükümeti bunlara verilen kimlik numaralarını neye dayanarak iptal etti. Bu ülkenin doğal vatandaşı olan insanların bu hakları ellerinden alındı mı yani?

Eğer gerçekten bu işlem yapılmışsa bunu CTP-DP ve TDP nasıl açıklayacaklar?

Haberde başkana atfedilen bir de şu cümle var: "Baybars, geçmiş İçişleri Bakanları ve hükümet döneminde 60 yaş üzerindeki insanların sayılmadığını kaydetti"

İş başındaki 4'lü koalisyon hükümetin iki ortağı olan CTP ve DP bundan önceki 25 yıllık devrede en çok hükümette bulunan 3 partiden ikisidir.

Yapılan sayımlarda 60 yaş üzeri insanlar sayılmamışsa anayasal eşitlik ilkesine aykırılığı yanında bu bir insanlık suçudur. Bu durumda hükümetteki CTP ve DP ile ana muhalefetteki UBP'nin topluma yönelik doyurucu birer açıklama yapması gerekmez mi? Geçmişteki hükümetleri döneminde bu suçları işlediler mi, işlemediler mi?