Korkular, Fobiler, Kaygilar
Korku ve kaygı zaman zaman birbirine karıştırılan iki kavramdır. Bunların dışında bir de fobiler vardır. Korku; dışardan gelen tehlikeye karşı duyduğumuz duygusal tepkidir. Fobi de bir çeşit korkudur. Normalde korkulmayacak belli durum ve nesnelere karşı ortaya çıkan korkuya fobi diyoruz. Aslında korkumuzun olay ya da nesneyle orantılı olmadığını biliriz. Anlamsızlığına, gereksizliğine de inanırız. Ama korkumuzla baş edemez ve korktuğumuz durumla karşılaşınca, karşılaşma olasılığı olunca uzaklaşmaya çalışırız.
Fobi duyulan şey bir nesne olabileceği gibi, bir olay da olabilir. En tipik olan hayvanlara karşı duyulan fobilerdir. Hayvanlara duyulan fobiler genellikle çocuklukta başlar. Duruma bağlı olanlar ise fırtına, deprem gibi doğal olaylar olabileceği gibi, uçağa binmek, iğne yapılması gibi olaylar da olabilir. Kan görme, iğne yapılmasından korkma gibi fobiler genellikle aileseldir. Uçağa, otobüse binememe, köprüden geçememe, araba kullanma, kapalı yerde kalma gibi fobiler çocukluk ve gençlik dönemlerinde daha sık görülür. Bazen çocuklara özgü fobiler olabilir. Bunlardan en sık rastlananlar yüksek seslerden ve özel giysili kahramanlardan korkmaktır.
Fobi belirtileri nelerdir?
Korku yaratan obje, durum ya da aktivite ile karşılaşıldığında kaygı belirtileri ortaya çıkar. Panik atakta görülen belirtilerin hemen hepsi fobik durumla karşılaşıldığında ortaya çıkabilir. Çarpıntı, yüz kızarması, titreme, bulanık görme, nefes darlığı, ağız kuruluğu gibi belirtiler görülebilir.
FOBİ NEDEN OLUR?
Fobilerin oluş nedenlerini açıklayan farklı görüşler vardır. Bazı durumlarda biri, bazen biri neden olarak saptanabilir. Kaygıya karşı bilinçaltımız savunmaya geçer. Bazen başka nedenlerle oluşan kaygılar, özellikle dile gelmesi zor olanlar, nesnelere ya da durumlara yönlendirilir. Çünkü nesnelerden ve durumlardan kaçınılabilir ve kaygıdan uzak durulabilir. Bazen fobi öğrenilmiş bir davranıştır. Fobi oluşan durum ya da nesneyle karşılaşmada olan acı, endişe verici bir olay fobinin kaynağını oluşturabilir. Küçükken bir hayvanla ilişkili yaşanmış bir olay, başka olay olmasa da fobiye dönebilir. Davranışcı terapiler bu durumda yararlı olur. Fobilerin oluşumunda kalıtımın ve bazı biyokimyasal değişimlerin de etkili olduğu bilinmektedir.
TEDAVİ EDİLİR Mİ?
Genellikle fobi tedavisine, korku kişinin yaşamını etkilemeye başladığı zaman başvurulur. Birçok insan yılandan korkar ve yılan fobisi vardır. Ama yılanla karşılaşma olasılığının düşük olduğu bir yerde insanlar bunun için tedavi ihtiyacı duymazlar. Ama devamlı köpek olan bir yerde yaşayacaksanız, işiniz gereği sık uçağa binmeniz gerekiyorsa, fırtına çıkacak korkusuyla sosyal ve iş yaşamınız engelleniyorsa tedavi aramaya başlarsınız. Tedavi için duruma göre yöntem seçilir. Sosyal fobilerin ve agorafobinin tedavisi ayrıdır. Özgül fobilerde ilaç tedavisi nadir kullanılır. Sistemik duyarsızlaştırma, üstüne gitme gibi davranışcı yöntemler kullanılabilir. Korkunun kaynağını bulmaya yönelik terapiler uygulanabilir. Yükseklik korkunuz, gökdelen camı silmeniz gerekmiyorsa sorun olmayabilir. Uçmuyorsanız; uçmak korkusuyla uğraşmayabilirsiniz. Ama sokağa çıkmak, köprüler geçmek, köpeklerle karşılaşmak günlük yaşamın bir parçasıdır. İşte yaşamınız engelleniyorsa, yardım isteme zamanı olabilir.
KAYGI
Korku ile ilintili olmakla beraber ondan farklıdır. Korku hemen şimdi ortaya çıkacak bir tehlikeye karşı iken kaygı daha çok gelecek yönelimlidir, yani gelecekte olacak tehlikeye karşı bir savunma ya da kaçıştır. KAYGI daha yaygın, daha yavaş ortaya çıkan ve daha uzun süren bir duygudur. Başka bir deyişle, kaygı, açık olmayan korku veya bir temel ihtiyacın karşılanmaması durumunda meydana gelen huzursuz edici ve gerginlik yaratan duygudur. Kaygımız yükseldiği anda bedenimiz bazı sinyaller gönderilir, kalp atışları hızlanır, terleme, üşüme, yorgunluk solunum güçlüğü, titreme, mide ağrısı ve baş ağrısı gibi fizyolojik değişimler yaşanır. Bunun yanında normal düzeyde bir kaygı, kişiye istek duyma, karar alma, alınan kararlar doğrultusunda enerji üretme ve bu enerjiyi kullanarak performansını yükseltmek açısından yardımcı olur.
Kaygı/Korkunun Nedenleri
YATKINLAŞTIRICI ETKENLER
Özgül fobilerin ilk belirtileri genellikle çocukluk döneminde veya ergenlik döneminin başlarında ortaya çıkar. Kadınlarda erkeklere oranla daha yaşlarda ortaya çıkabilir.
1. Kişinin kendi başına gelen örseleyici olaylar ( bir hayvan tarafından saldırıya uğrama ya da kapalı bir yerde kilitli kalmış olma gibi)
2. Korku duyulacak durumlarda beklenmedik panik atakları yaşamış olma
3. Başkalarının başına gelen örseleyici bir olayı ya da başkalarının korktuğunu görme
4. Bilgi aktarımı ( ebeveynlerin sürekli uyarıları veya medyada çıkan haberler )
Korkunun ve kaygının ana nedeni söz konusu nesnenin ya da durumun bir yönüyle kötü bir sonuç doğurabileceği beklentisidir. Bu nedenler:
- Doğuştan kaygı ve korkuya eğilimli olma – bilimsel araştırmalara göre bu durum genler aracılığıyla kalıtsal olarak aktarılmıştır.
- Korkunun diğer bir nedeni de örnek almadır. Çocukluk çağımızda anne babamızın özgül fobisi varsa biz anne babamızı örnek alırken onların bu korkularını da örnek alırız. Bu da bizde benzer bir durumun ortaya çıkmasına neden olur.
- Çeşitli baskılara tabi tutularak yapay veya doğal oluşan korkular.
- Bazı kaygı ve korkular da sık-sık tüketilen uyarıcı maddelere bağlı olabilir. Örnek olarak, aşırı tüketilen kahvede bulunan uyarıcı madde kafein bile buna neden olabilir.
- Kişinin hayatında değişiklikler de fizyolojik uyumuna etki edip korku ve kaygıyı ortaya çıkarabilir. Hamile kadınların hayatındaki gelişim ve hormonal değişimler buna örnektir.
YAZIYA YORUM KAT