GKK'da bulunduğum görev süremde 1'nci Piyade Alayına bağlı 3'ncü taburun olduğu o muhteşem yeşili bizler yarattık, yani şimdiki külliye yapmak istedikleri o güzelim yeri.

Onca çam ağacını bizler ektik askerlerle birlikte. 

Tek tek toprağı kazarak dikti o fidancıkları.

Suladık.

Bir çocuğa bakar gibi baktık.

Ve Lefkoşa'nın içerisinde böylesi güzel bir yer yaratık.

Yem yeşil temiz oksijen sağlayan ve hatta sabahları içerisinde yavrularıyla birlikte kekliklerin gezişleri vardı ki muhteşem bir doğa görünümü yaşıyorduk. 

Yine aynı şekilde tavşanlar ve diğer bir çok kuşlar da öyle.

Mis gibi havasıyla, tertemiz bir yeriyle, dinç ve dinamik bir şekilde görev yapıyorduk.

Bizler büyüttük o güzelim ağaçları. 

Şimdi cinayet işleniyor!

O canlara kıyıyorlar!

O muhteşem yeşili katlediyorlar!

Ne için bu biliyor musunuz? 

Külliye yapılacak diye.

Vay o külliyeniz başınıza yıkılır inşallah!

Sığmadı mı sizi koca eski tarihi İngiliz binası.

Yıllarca Denktaş orada bulundu. 

Ardından Eroğlu. 

Ondan sonra Talat ve Akıncı.

Ne oldu.

Birşeyleri mi eksildi. 

Sen illede Külliyede mi yer alacaksın. 

Ülkede hastane yetersiz. 

Okul yetersiz.

Yollar yetersiz. 

Ülke ekonomik yönden bitmiş durumda, insanlar geçinemiyor, pahalılıktan ne yapacaklarını kara kara düşünüyorlar. 

Ama külliye öyle mi?

Külliye, ülkeyi ve insanı kurtaracak mı?

Maalesef hayır!

Sadece padişah vari şekilde orada yer alınacaktır.

Kendi zevklerini tatmini edecekler. 

Külliye ve meclis orada yer alırsa ne olacak? 

Ne kazanacak bu toplum? 

Yaşamları kolaylaşacak mı? 

Geçimlerini sağlayacaklar mı? 

Gençler göç etmeyecek mi?

Ne olacak o külliye ile meclisin orada yer almasıyla? 

O şatafatlı saray içerisinde sadece sizler sefa süreceksiniz hepsi o kadar!

O mecliste sizler yine sefa sürerek halkın aleyhine ne varsa yapmış olacaksın. 

Bu nasıl bir anlayıştır anlamıyorum. 

Bu şekilde halk mı yönetilir. 

Halkın hiç bir şeyde çare bulamazken, siz yeni saray ve yeni meclis için bizlerin ve askerlerimizin diktiği o kadar çok ağacın canına kıyacaksınız. 

Evet, o ağaçlar bizlerin çocuklarıydı. 

Sırf zevk ve sefa için bunları yapıyorsunuz. Yapacağınız külliye ve meclis ne halka hizmet olacak, ne de onlara çare diye bir şey olacak.

Bir de ne diyorlar utanmadan:

Parayı Türkiye veriyor. 

Yani susun.

Türkiye veriyor diye susulacak mı?

O toprak halkın toprağıdır!

O yeşili bizler yarattık!

O kadar çok hayvana yaşam oldu. 

Lefkoşa'lıya bol oksijen oldu.

Orası bir gezi parkı olmalıydı. 

Lefkoşa’nın faydalanması, temiz havayı soluması olmalıydı. 

Yeşile ihtiyacımız varken, ağaçlara ihtiyacımız varken, bu şekilde kıymalarına hazmedemiyorum.

Pekiya muhalefet ne yapıyor o mecliste? 

Seslerini niye çıkarmıyorlar? 

Bu işi onaylıyorlar mı?

Yoksa yeni yapılacak olan meclise geçmeyi mi düşünüyorlar?