Kurtuluşumuz Federal Kıbrıs'tan geçer!
Türkiye gerçekten Kıbrıs Türklerin yanında mı?
Bizlerin varlığını koruyor mu? Geleceğimizin garantisi mi?
Hakikaten bizlere dost bir ülke oluyor mu?
Görünen gerçekler ışığında olaya baktığımız zaman hiç de bizlerin dostu olmadı.
Türkiye ta eskilerden gelsin Kıbrıs'ın toprağına ve kendi güvenliği için askeri stratejik önemine bakmıştır ve bakmaya da halen devam ediyor.
Aynı şekilde İngilitere de kendi çıkarları için burada hakimiyetini üslerle yerine getirmiştir.
İngiltere adamızı askeri üs olarak elinde tutuyor.
Evet, açıkçası bir barut fıçısı halindeyiz.
Yani adamız askeri kamplar ve üsler haline getirilmiştir. Bu da 1974 tarihinden sonra yaşanmış olan acı bir gerçektir.
Bunun da türkçesi işgaldir!
Gelelim bu aşamada bağımsızlığımıza.
Bu şekilde bağımsızlığımız mümkün değildir.
İngiltere'nin ve Türkiye'nin ada üzerinde askeri yönden varlıkları bizlerin bağımsız olmasını mümkün kılmıyor.
Kıbrıs'ta Kıbrıs'a özgün bağımsız bir kimliğe sahip bir toplum olmasına, Kıbrıslıların adada kendi kendilerini yönetmesine en başından beri İngiltere ve Türkiye karşıdırlar.
Kıbrıs adasını Türkiye her zaman kendinin sahibi olarak görmüş ve tüm siyasetini de adayı Türkiye'ye kazandırmak üzerine yürütmüştür.
Ayni şekilde İngilitere de üsleri ile Kıbrıs'ın toprağında hakimiyetini yürütmüş oluyor.
Kıbrıslı Türkü'nün belli bir oranı Osmanlı geçmişinden gelen benzer kültürel etkenler, yakınlıklar ve ortak dil olması nedeniyle, ayrıca bir de Kıbrıslı Rumların Enosis politikaları nedeniyle Türkiye'nin bu emellerini görmek istememiş, halkın diğer büyük kısmı da TC'nin bu emellerini benimseyip, kabul ederek kendi kişisel çıkarları doğrultusunda işbirlikçilik yapmışlardır.
O yüzden bunlara Ankara işbirlikçileridir deriz.
Bugün daha da hızlı bir şekilde TC'nin ada üzerindeki emellerini ve çıkarlarını savunan Kıbrıs'lı türk işbirlikçiler hareket halindedir.
Onlar kimdir, hangi siyasi partilerdir, hepsini de açıklamalarından biliyoruz.
Artık tüm toplum olarak yapılmak istenenleri anlamamız gerekmektedir.
Türkiye adanın kuzeyinde kendisinden bağımsız bir toplum istemiyor ve buna her şeyiyle müdahale yöntemlerine baş göstermiş oluyor.
Kendi kendinizi yönetemezsiniz diyor, buna izin vermiyor.
Kendi sosyal ve kültürel toplum yapımıza ve din anlayışımıza izin vermiyor.
Açıkçası kendi ülkemizde varlığımız onu rahatsız ediyor.
Kendi kendimiz olmamız, onu çok ama çok rahatsız ediyor.
Kıbrıs'ın kuzeyi sankide onun toprağımışcasına söylemler, hakaretler yağdırmaya devam etmiş oluyor.
Kıbrıs Türk toplumu ona uyacak, ona boyun eğecektir diye fetvalar veriyor buradaki uzantısı olan hükümete ve Cumhurbaşkanlığına!
Toplum olarak bu gerçekleri artık görmemiz ve birlik olmanız gerekir.
Evet, tehlike büyük!
O yüzden federal ve birleşik Kıbrıs temelli bir çözümü başaramamamız durumunda Kıbrısın kuzeyinde tüm varlığımız kalıcı olarak bitirilecek ve yok olacağız.
Bir de iki devletli çözüm diyorlar ya Güney'de Kıbrıslı Rum işgali altındaki Kıbrıs Cumhuriyeti, Kuzey'de de Türkiye işgali altındaki KKTC olduğunu artık anlamamız gerekir.
Evet, sonuç olarak kurtuluşumuz, varlığımız, FEDERAL BİRLEŞİK KIBRIS'TAN geçer.
Onun için tüm kesimler olarak birlikte mücadeleyi gösterip, başarmalıyız.
YAZIYA YORUM KAT