1. HABERLER

  2. EĞİTİM

  3. LAÜ’de “Çanakkale Destanı: Çanakkale, Yeni Türkiye’nin Önsözüdür” konulu panel düzenledi
LAÜ’de “Çanakkale Destanı: Çanakkale, Yeni Türkiye’nin Önsözüdür” konulu panel düzenledi

LAÜ’de “Çanakkale Destanı: Çanakkale, Yeni Türkiye’nin Önsözüdür” konulu panel düzenledi

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ), Dr. Fazıl Küçük Eğitim Fakültesi tarafından Çanakkale Zaferi’nin 109. yıl dönümü “Çanakkale Destanı: Çanakkale, Yeni Türkiye’nin Önsözüdür” konulu panel düzenlendi.

A+A-

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ), Dr. Fazıl Küçük Eğitim Fakültesi tarafından Çanakkale Zaferi’nin 109. yıl dönümü “Çanakkale Destanı: Çanakkale, Yeni Türkiye’nin Önsözüdür” konulu panel düzenlendi.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimiz adına saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan panelin açılış konuşmasını Dr. Fazıl Küçük Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nergüz Bulut Serin yaptı.  Serin, “18 Mart 1915 tarihinde, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere binlerce vatan evladının azimle, cesaretle ve fedakarlıkla verdiği mücadele sonucunda, Türk milletinin tarihinde altın harflerle yazılmış bir destan olan 18 Mart Çanakkale Zaferi, Türk ulusunun bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde dönüm noktası olmuştur. Bu bağlamda, şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın da söylediği gibi “Çanakkale, modern Türkiye Cumhuriyeti’nin ön sözüdür.” panelimizin temasıdır” diyerek panelistlere ve katılımcılara teşekkürlerini iletti.

Prof. Dr. Oğuz Karakartal’ın moderatörlüğünü yaptığı panele Prof. Dr. Saadettin Yıldız ve Doç. Dr. İhsan Tayhani panelist olarak katkı koydu.

  Tayhani, “Yüz Dokuzuncu Yıl Dönümünde Çanakkale Zaferine Bakış” konulu konuşmasında, batının, belki Fransa gibi bir iki ülkesi hariç, doğunun ise hiçbir ülkesinin zaferle sonuçlanan bir “Çanakkale” sinin olmadığını vurguladıktan sonra, öncelikle Birinci Dünya Savaşı’nın çıkış nedenleri, gelişimi ve Osmanlının savaşa giriş sürecine ilişkin açıklamalar yaparak, tarihsel bir arka plan oluşturdu ve emperyalizmin, Osmanlı coğrafyasındaki çıkar paylaşımına dikkat çekti. Tayhani, daha sonra 18 Mart Deniz Savaşı’nın kronolojik aşamalarına değindi ve dönemin en güçlü zırhlılarından oluşan müttefik donanmasına denizden geçit vermeyen ve “Çanakkale’yi geçilmez” kılan Müstahkem Mevki Kumandanı Cevat Paşa(Çobanlı), Yzb. Nazmi, Yzb. Hakkı, Balıkesir Havranlı Seyit onbaşı, Ezineli Yahya Çavuş’u saygı ve şükranla andı.

Tayhani, daha sonra 25 Nisan 1915’te başlayıp, 8-9 Ocak 1916 tarihine kadar devam eden kara savaşları ile ilgili kronolojik bilgi verdi ve yarbay Mustafa Kemal’in, kara savaşları sürecinde üç kritik askerî stratejik müdahalesi ile Çanakkale cephesinin kaderini değiştirmede oynadığı rolü vurguladıktan sonra,  anılan müdahalelerin kanlı, siper ve süngü taarruzlarının yapıldığı Arıburnu, Anafartalar ve Kireçtepe muharebeleri esnasında gerçekleştiğini detay vererek anlattı. Çanakkale’yi karadan da geçilmez kılanın Yarbay Mustafa Kemal olduğunu belirtti (01 Haziran 1915’ten itibaren albaydır) ve Mustafa Kemalsiz bir Çanakkale yazılamayacağı gerçeğinin anlaşılması gerektiğini söyledi.

Yıldız ise, Çanakkale Savaşlarının Türk edebiyatına ne kadar yansıdığı konusu üzerinde durdu. Türk tarihinin yüzyıllardan beri “savaş tarihi” olarak şekillenmiş olduğunu, savaşmaktan savaş edebiyatına fırsat bulamadığımızı söyleyen Yıldız, bu durumun Çanakkale savaşları için de geçerli olduğunu belirtti. Yıldız, halk oyunlarının, Çanakkale cephesine gözlem gezisi için gönderilenlerin yazdıkları eserlerin Mehmet Akif’in “Çanakkale Şehitlerine” olarak bilinen şiirinin temelini oluşturduğunu ileri sürdü. 1989’da başlayan Çanakkale savaşları ile ilgili roman yazma çalışmalarının 2000 yılından sonra hız kazanmış olması bu dönemi işleyen “tarihsel roman” çığırının ümit verici olduğunu da ekledi.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.