1)  Acele etmeyin:  Başta aile büyüklerimiz olmak üzere çevremizdeki insanların “Yaşın kaç oldu, yaşıtların hep evlendi bende torun istiyorum” türünde evlilik dayatmasına kulağınızı tıkayın. Bilinmelidir ki acele ile yapılan evliliklerde ilişkinin bedeni ve ruhu oturmuyor bir yanı hep eksik kalıyor. Tek başına aşk da, tek başına para da bir evliliğin uzun ömürlü olmasına yetmiyor.

2) Kendinizi iyi tanıyın: Muhakkaktır ki kendi ruhunuza göre birini bulmanın yolu kendi ruhunuzu ve düşünce yapınızı tanımaktan geçer. Özelliklerinize göre bir arayış içerisine girin. Kendinizi tanımadan karşı tarafı sırf güzel, yakışıklı ya da zengin olduğu için seçmeyin. En önemli hususlardan biride bu adımı atarken üçüncü kişilerin tavsiyeleri ile başlayan evlilik kaybetmeye baştan mahkumdur.

3) Gerçekçi olun: “Nikahta keramet vardır evlendikten sonra düzelir” şeklinde sözlere inanmayın. Gerçekçi düşüncelerinizi evlenmeden önce ortaya koyun. Karşı taraftan da aynısını bekleyin. Örneğin çocuk sahibi olmak istemeyen nişanlınızın, evlendikten sonra fikrinin değişeceği hayaline tutunmayın. Ya da evlendikten sonra başka bir şehirde oturmak istemiyorsanız ancak böyle bir ihtimal varsa tavrınızı baştan konuşun.

Evliliği yıllara göre değil de dönemlere göre ayıracak olursak;

Sanal dönem olarak adlandırdığımız insanların kendilerini gizledikleri, sorunları görmezden geldikleri, her şeye evet dedikleri ve kendi gerçeklerini göstermedikleri bir dönemdir. Evlenmeden önce birlikte bir evi paylaşan çiftler bu dönemi çok kısa bir süre yaşıyor fakat bazı çiftlerin ise bu dönemi yıllarca yaşamaları da mümkün.

Gerçekçi dönem ise çiftlerin bu dönemde yavaş yavaş “ben” demeye başlıyor; “Ben böyle düşünüyorum, böyle istiyorum” gibi… Böylece bu dönem fikir ayrılıklarının, duyguların ve beklentilerin ortaya çıktığı dönemi anlatıyor bizlere. Bu dönemi atlatmak mümkün fakat karşı tarafı olduğu gibi kabul etmekten kaçınmamız ve değiştirmeye çalışmamız bu dönemi başarıyla atlatmamızı zorlaştıracaktır. “Evlenince değişti” söylemi bu dönemde ortaya çıkar aslında kimsenin değiştiği yoktur. Sanal dönemde gösterilmeyen bu dönemde ortaya çıkar.

Ya suskunluk Ya uzmanlık döneminde şunu belirtmeliyim ki, “Gerçekçi Dönem” i başarıyla atlatıp uzmanlık dönemine girenlerin sayısı azınlıkta kalıyor. Genelde suskunluk döneminde bir önceki dönemin konuları kenara bırakılır bir süre sessizlik dönemi başlar ve bir gün daha şiddetli yeniden tartışılmaya başlar. İlişki güven kaybetmeye başlar ve çiftler “ Eşimle bu konu konuşulmaz” diye düşünür ve bu sessizlikten duyulan tek şey boşanma olur.

Uzmanlık dönemi olarak adlandırdığımız az rastlanan ideal dönemde uzmanlığa erişen çiftler, önüne engeller, sorunlar çıktığında krizi ustalıkla gerçekleştiriyor. Ufak tefek hatalar olsa da patlamalar; küsmelere suskunluğa gitmeden hallediliyor.