Her ay devletin topladığı paralar nereye gidiyor?
Toplanan paraların yüzde 85'i devlette çalışanların maaşlarının ödenmesine gidiyor.
Geriye kalan sadece yüzde 15'lik bir para kalıyor.
Bu parayla ülkenin kaynakları, yatırımları, ya da yoludur veya diğer hastane, okul gibi alanlara gitse bu yeterli olmuyor bile.
Yani açıkçası devlet sadece çalışanını ödeyen bir yapıdadır.
Bu ödeme bir aylık değil, her yıl devam eder, edecek.
Nüfusumuzu bilmiyoruz ama seçmen listesine baktığımız zaman 300 bin civarında olan bir ülkede her ay 75 bin kişi maaş alıyor.
Bu rakam büyük bir rakam sayılıyor seçmen sayısına göre.
Devlette çalışma sayısı çok yüksek bir sayıdır.
Bu sayının içerisinde gereksiz alınan birçok çalışan vardır. Hatta bir kişinin işini yapacak olan bir çalışan yerine üç kişi bu işi yapmış oluyor. Yani iki kişiye bu şekilde fazladan para gitmiş oluyor. Bunu da devlet ödemeye devam ediyor.
Bakınız geçmişten bugüne kadar ve halen daha devam eden doktorlar, sivil havacılık çalışanları, gümrükteki memurlar, bir maaş kadar da  ek mesai alıyorlar.
Yani bu şekilde devletin parası gidiyor.
Bunun yanında borç içinde olan Elektrik Kurumu’nda en düşük görevde olan bir çalışan yani ayak işi yapan odacı çok yüksek maaş alıyor.
Batacak olan bir kurum bu şekilde personeline ödeme yapıyor.
Bu ödemenin faturasını da her zaman olduğu gibi dar gelirli vatandaşlara kesiyorlar.
Bu şekilde bir yönetim, bu şekilde bir düzen devam ediyor. 
Her gelen hükümet ayni şekilde hareket ediyor. 
Kimse bu devletin halini düşünmüyor. Devlet bu şekilde sömürülüyor. 
Peki bunların yanında yer alan birçok sendika başkanı, sekreteri, bulunduğu daireye, okula, gitmeden nasılda maaş aldıklarına ne demeli.
Sen dairede, okulda görev yapmayacaksın, çalışmayacaksın, ama maaş da almış olacaksın. 
Hem de öyle böyle bir maaş değildir bu!
Devlet, bu şekilde parasını çalışmayanlara da dağıtmış oluyor.
Öyle sendikacılar vardır ki Güney Kıbrıs tarafında özel ders veriyorlar, ayrı para kazanıyorlar, ama bunun yanında kuzeyde okula gitmeyerek ikinci bir maaşı da ceplerine atıyorlar.
Ha bir de bu sendikacılar, profesyonel sendikacılık yapıyoruz diyorlar.
Sendikacılık nedir, profesyonel olmak nedir biliyorlar mı gerçekten?
Bu şekilde işte devlet, bir inek gibi sağılmış oluyor.
Gelmiş geçmiş hiç bir hükümet buna dur demiyor ve hatta yapmalarını da bu şekilde onaylanmış oluyorlar.
Devlet işte bu şekilde batmış oluyor. Bu şekilde ayakları üzerinde duramıyor.
Ve bir bakarsınız para dilenmeye devam ederler.
Türkiye tarafından para gelsin de her türlü uygulanacak olan yaptırımı da bu şekilde kabul etmiş olurlar.
Nasıl paket gelirse gelsin.
Nasıl yıkım uygulanacaksa uygulansın.
Umurlarında değildir.
Evet burada durum vaziyet budur.
Böyle bir anlayış.
Böyle bir yapı ne acıdır ki burada hakim olmuştur.
Bu hakimiyet başımızdan tırnağımıza kadar yayılmıştır.
Ve nasıl temizleneceğiz çok merak ederim doğrusu!